Bu kitap çok samimi bir ifşaat olduğundan ve ortaya çıkardığı şey yaklaşık üç yüz sayfa kadar olan diğer içten itiraflara birkaç sayfa ekleyebileceğinden, benim denizle anlaşılmaz Tanrıların fanilere yolladığı diğer bütün büyük tutkular gibi esrarengiz şekilde başlayan, akıl almaz ve çok güçlü şekil..
Fransız Isabella ile ilgili efsanelerin trajik, acı çekmiş, acımasız ve esasen şeytani bir kadın resmi çizdiğine hiç şüphe yok. Gerçekten de tarihsel olarak daha sevimli bir itibarı yoktu. 1327’den itibaren ondan daha çok kötülenen bir İngiliz kraliçesi olmadı. Isabella hayattayken bile tarihçi Geof..
Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar Sovyetler Birliği adında bir devlet varmış. O devletin ulu devletlisi, "Ey Taşkent!" demiş, "Semerkant da kim oluyor, Buhara da kim oluyor, sen Orta Asya'nın incisisin. Seni seviyorum. Senin yerin Moskova'nın, St. Petersburg'un, Kiev'in yanıdır. Senden dördüncü im..
Mesela dut ağaçları ve incir ağaçları sevgilimdir; kediler sevgilimdir; hurma, zemzem, zeytin taneleri, laleler, fulyalar, dolma kalemlerim, kahve bardağım, Converse pabuçlarım, süet botlarım, saatlerim sevgilimdir; Guerlain marka parfümüm, sigaram, eski daktilom, bazı fotoğraflar, güneş gözlüklerim..
Doğumundan neredeyse bir asır, vefatından ise elli yıl sonra Piaf'tan geriye ne kaldı? Repertuarı ve koca efsane hikâyesi. Sesi ve fotoğrafları. Tino Rossi ya da André Claveau gibi günümüzde unutulan; fakat kendi dönemlerinin en çok beğenilen isimlerinin aksine Edith Piaf, Fransa'da olduğu kadar diğ..
Yesil cuhali cok cekmeceli yazi masalarini, deniz fenerlerini, Ming mavisi ejderhali cay fincanlarini, gunluk yazmayi, atlaslari, seyahatnameleri, Rhapsody in Blue’yu, sari rengi, butun alfabelerdeki harfleri, Sabite Tur Gulerman’i, sahmeranli camalti resimlerini, adalari, defter kaplamayi, ikonalar..