Anonim Yayınları

Matmazel de Courton Behlül'ün kapisinda içeri girmeyerek duruyordu. Ufak bir tereddütten sonra seslendi: "Behlül Bey! Orada degil misiniz?" Bihter karanligin içinde fark edilmekten titriyordu, burada saklanmis olmak simdi kendisine o kadar çocukça bir sey görünüyordu ki, kendi kendine hirsindan "ahm..

Mürebbiye, aynada çiplak pazilarini, tüm endamini görüp de kendine asik olan peri kizi gibi uzun bir tutkunlukla seyretti. Omuzlarindan asagi beline dogru çözüp salivermis oldugu kumral saçlari içinden basini gücenmisçesine birkaç kez salladi. Galiba o güzel çehre bu latif endamina kaderinin gösterm..

- Emeti Hanimcigim, bu kizlar böyle fikir fikir ne konusuyorlar? - A, ilahi evladim ne konusacaklar? Söylestikleri ya asktir ya koca! Kiyametler kopsa onlar baska sey düsünmezler. Onlar öyle kuyrukludan falan korkacak tiplerden degil. Geçen günü Mebrure'yi isittin mi? Ah, kuyruklu gelse de kuyrugunu..

"Benden önce buraya hizmetçi aldiniz mi?" "Evet, bir iki tane geldi, gitti. Pek terbiyesiz kadinlardi. Biz insandan pek o kadar is istemeyiz. Bu evin bir adeti vardir. Her gördügünü bilmeye çalis-mamali, her isittigini merak etmemeli." Birkaç kere yutkunduktan sonra dedim ki: "Peki kalfacigim, ama b..

Bayan Bürstner'in soran bakislarla kendisine baktigini görünce: "Anlayacaginiz, bir sorusturma kurulu geldi buraya." diye ekledi. "Sizin için mi?" diye sordu Bayan Bürstner. "Evet." dedi K. "Olacak is degil!" diye bagirdi Bayan Bürstner gülerek. "Geldi." dedi K. "Peki, siz beni suçsuz mu buluyorsunu..

Ürün Adı: Beyaz GecelerÜrün Kodu: 9786051007502Yazar: Fyodor Mihayloviç DostoyevskiBasım Yılı: 2014Kapak Türü: Karton KapakSayfa Sayısı: 133Kağıt Cinsi: Kitap KağıdıÇevirmen: Kübra Havva Kabatürk..

Adam bunun bir maden ocagi oldugunu anlamisti. Yine bir eziklik duydu içinde. Ne ise yarardi ki? Burada da bir is bulamayacakti sonuçta. Binalara dogru gidecegine, ocagin yanindaki cüruf yiginina dogru yürüdü. Burada üç demir potanin içinde çalisma sahasini aydinlatip isitsin diye maden kömürü yakil..

Genç adam, K.'yi uyandirdigi için özür diledi, kendisini sato kâhyasinin oglu olarak tanitip: "Bu köy satoya aittir." dedi. "Burada oturan veya konaklayan herkesin, sato sinirlari içinde ikamet ettigi kabul edilir. Bu da ancak Kont'un izniyle olabilir. Sizinse böyle bir izniniz yok eger varsa bile b..

Abdülhak Sinasi Hisar, Hamamîzâde Ihsan, Ercüment Ekrem Talu, Sermet Muhtar Alus, Osman Cemal Kaygili, Refi Cevat Ulunay, Nihad Sâmi Banarli, Sofi Huri, Ziya Osman Saba, Safiye Erol, Nahit Sirri Örik ve Bahaeddin Özkisi… Kayip Istasyon’un unutulmayan yolculari… Kenarda kalmis, isimleri ve eserleri u..

Babaniz zamaninda Venedik'ten gelmisti Montferrat Markizi'nin alayiyia beraber. P0RT Evet, evet! Galiba Bassanioydu adi. NERISSA Oydu iste bütün bu adamlar arasinda En çok layik olan. zarif bir hanima. Ürün Adı: Venedik TaciriÜrün Kodu: 9786051004105Yazar: William ShakespeareBasım Yılı: 2011Kapak..

Ugultulu Tepeler Bay HeathclifF in malikanesinin adidir. "Ugultulu" firtina seklinde esen rüzgarin çikardigi sesi anlatmak için kullanilan bir sifattir. Gerçekten de burada havanin her zaman çok temiz, saglam oldugunu kabul etmek gerekir: Insan burada kuzey rüzgarinin kudretini evin arkasindaki birk..

Gelecek, sanat, devlet hizmeti, evlilik ve çocuk yetistirme gibi konularda tartisiyorduk. Ileri sürdügümüz düsüncelerin saçmaligina asla ihtimal vermiyorduk. Çünkü zekice ve hos seyler söylüyorduk. Insan genç yaslarda zekâya daha çok deger verir ve inanir. Gençlik çaglarinda aklin bütün gücü geleceg..

Canim Hippolyta, yaklasiyor evlilik vaktimiz. Tastamam dört mutlu gün bitiverince hizla. Evlilik sölenimiz baslayacak yeni ayda. Ama eski ay ne kadar yavas geçiyor. Arzularimi nasil dehsetle gemliyor. Henüz resit olmamis bir gencin mirasina, öreklenen haris üvey anasi gibi. Tüketiyor sabrimi, gecikt..

iste Utopia'nin kurumlarini diger halklannkilerle karsilastirinca dogrusu bir yandaki bilgelik ve insanlik beni kendine hayran birakirken, diger yandaki akilsizlik ve barbarlik beni üzüntüye düsürüyor. Utopialilann bilgelikle ve sanki ilahi bir ilhamla kurmus olduklari devlet düzeni az sayida kanunl..

Marguerite, zemin kattaki ön sahnede, yalniz oturuyordu. Daha önce de belirttigim gibi bir hayli degismis görünüyordu. Dudaklannda o eski umarsiz gülümseme yoktu artik. Aci çektigi ve hâlâ çekmekte oldugu her halinden belliydi. Nisan ayinda olmamiza ragmen, kista kalmis gibi giyinmis, bastan ayaga k..

Saat dörde geliyordu, ihtiyar kari koca her zaman oldugu gibi yalnizlardi. Nikolay Sergeyiç kederli ve hasta bir durumda sezlonga uzanmis yatiyordu. Benzi uçmus ve takatsizdi; basi agriyordu. Yaninda oturan Anna Andreyevna bazen kocasinin sakaklarini sirkeyle islatiyorken öte yandan da onu inceleyen..

Hayati Bilimle Geçmis günlerini çalisma odalarinda, oditoryumlarda, ögrencileri ve saygideger meslektaslari arasinda tüketmis birinin, aniden kendini su dört duvar arasinda aptallarla ayni ortamda bulmasi, saçma sapan konusmalara katlanmasi hiç de kolay bir is degil. Ben doyasiya yasamak istiyorum, ..

Aniden: "Baylar, Ivan Ilyiç ölmüs!" diye digerlerinin sözlerini kesti. "Ya, gerçekten mi?" "Bakin! iste kendiniz okuyun." diyerek, daha mürekkebi taze gazeteyi Fîodr Vasilyeviç'e dogru uzatti. Siyah bir çerçeve içinde söyle bir yazi görülüyordu: "Praskovya Fiodorovna, sevgili esi Yüksek Yargiçlar Ku..

Mösyö! Simdi disari çikacaksiniz. Ve bu resmi daireye yakisir edep takinuncaya kadar su kapidan içeriye ayak basmayacaksiniz! dedi. Frenk yerinden kimildamadi. Mansur -çingiragi oynatarak gelen odaciya: — Su terbiyesizi disariya at! dedi. Odaci sapkaliyi görünce tereddüt gösterdi. Sapkali da cevaben..

Aksamki eglencemiz öncekilere benzemedi. Edilecek sohbet, okunacak müsvedde olmadigi için yemekten önce çok güzel bir konçerto dinleyerek kulaklarimizin pasini giderdik. Yemekten sonra ise hep edebiyatla, felsefe ile ilgili sohbetler yaptik. Fakat, köprü kapanmadan biraderin evine gitmek zorunda old..

O karisiklikta artik bagiran kim? Çagiran kim? Yuvarlanip düsen, üstü basi yirtilan kim? Ayakkabisini terligini kaybeden kim Her ne hal ise... Kaçanlar sonra durduklari yerlerde üst baslarini kontrol ederek kendilerine çekidüzen vermekteydiler. Bu kaçis esnasinda Haci Nazif Efendi'nin karisi da arka..

Bediüzzaman Said Nursî ‘nin çagimiza damga vuran büyük bir mütefekkir oldugu inkâr edilemez bir gerçektir. Zira 1926 yilinda Isparta’nin kus uçmaz kervan geçmez bir nahiyesine sürgün olarak gönderildigi günlerde, yazacagi eserlerin yeryüzünün en uzak köselerine ulasacagini hiç kimse tahmin edemezdi...

Dünya tarihinin en güzel ask öyküleri Dogu’dan çikmistir. Bu öykülerin basinda ise Kerem ile Asli gelir. Sevdigi kiz ugruna tacindan ve tahtindan vazgeçen ve adeta sevdigini kovalayan Kerem’in duygu yüklü öyküsünün anlatildigi bu eser, giderek kirlenmeye baslayan sevgilerimizi yeniden gözden geçirme..

Safiye Erol unutulup gitmis, adi bile bilinmeyen ve kitaplari okunmayan bir yazar ve aydindi. Ne zaman ki 2001 yilinda kitaplari Kubbealti tarafindan nesredildi, bir anda günes gibi edebiyat dünyamiza dogdu. Bir çok edebiyatçi, yazar, gazeteci saskinlikla "Yahu kim bu Safiye Erol? Bir anda nasil old..

Nasrettin Hoca,insanlara dogru yolu gösteren,iyilikleri bildiren,dogruya sevk. eden ve KotuluKierden sakindiran bir veli idi. Bu isi yaparken tabiati icabi kendi-| sine has bir yol tutmustur. Böylece haklan anlatilmasi ve cemiyetteki bozuk yönlerin düzeltilmesi için, meseleyi halkin anlayacagi bir d..

Aslinda benim ne istedigimi biliyor musun? Hepinizin cani cehenneme! Rahatlik, sakinlik istiyorum! Kendi huzurum için bütün dünyayi bes paraya satarim ben. Beni kiyametin kopmasiyla çaysiz kalmam arasinda bir seçime zorlasalar, dünyanin batmasini umursamaz, çayimdan vazgeçmeyecegimi haykirirdim. Bun..

“Azizim!“ dedi Eugène alçak sesle. “Goriot Baba hakkinda yanildik galiba. O, ne bir budala ne de kalpsiz bir adam. Su senin Gall sistemini ona da uygula ve ulasacagin sonucu bana da bildir. Bu gece onun gümüs bir tepsiyi balmumu gibi yogurdugunu gördüm. Su an ise yüzü çok büyük duygular içindeki bir..

“Iste yeni soganciklar... Ne kadar güzel, ne kadar saf, ne kadar temiz. Bunlar bana katran karasi laleyi verecekler. Damarlari çiplak gözle görülmeyecek, üzerindeki yas elbisesini bozacak bir tek leke olmayacak. Uykusuz gecelerimin, harcadigim bunca emegin ve düsüncelerimin ürünü olacak bu lale. Ne ..

TREPLEV: Nina, nefret ettim sizden, lanetler yagdirdim; mektuplarinizi, fotograflarinizi yirtip attim. Ama her an, bütün benligimin, size sonsuza kadar bagli ol- dugunu biliyordum. Sizi sevmemek elimde degil Nina. ] Sizi kaybedeli, yazdiklarimin yayinlanmaya basladigi i andan itibaren, hayat dayanil..

Dünya yasami, bir iradeye göre gerçeklesmektedir. Birisi, dünyanin ve bizim hayatimiz araciligiyla kendine özgü bir eser yapiyor. Bu iradenin anlamim kavramak gibi bir ümit beslemek istiyorsak, her seyden önce onun gereklerini yerine getirmek ve bizden istenenleri yapmak zorundayiz. Eger, benden bek..

Dogan yeni günle birlikte gelecek hayallerimle ilgili önemli bir degisime yöneldim. Dogan günes hayatimi öyle bir aydinlatti ki artik hiçbir seyin ayni olmayacaginin bilincine vardim. O an için aklimdaki tek konu, gidecegim güne kadar daha alti gün olmasiydi. Ben gidene kadar Londra'ya bir sey olaca..

“Bir gece bir bahçede, bir agaçligin içindeydim. Hiç kimse benim orda oldugumdan haberdar degildi. Iki kisi benim oldugum yere dogru yöneldi. Izninizle isimlerini simdilik söylemeyecegim. Bu iki kisinin konusmalarini duydum. Bahçesinde bulundugum adamin evinde birisi ölmüstü. Konusmalarini dinledigi..

Su dünyada ne garip seyler olur! Bu olaylarin çogu da inanilacak türden degildir. O danistay üyesi kiliginda gezen, kentte bunca gürültüye patirtiya yol açan burun, sonunda -nasi oldu bilinmez- eski yerine döndü. Yani Binbasi Kovalev’in iki yanaginin tam ortasina... Bu olay, 7 Nisan’da oldu. Kovalev..

LOPAHIN - Yazlikçilardan dönüm basi en az yirmi bes ruble alirsiniz, demek istiyorum. Bence hemen simdi baslayin bu ise... Size ant içerim, güze kadar elinizde bir kiymik kadar bile bos arazi kalmayacak, hepsini alacaklardir. Sözün kisasi, sizi simdiden kutlarim, kurtuldunuz. Arazinin bulundugu yer ..

Oyun salonuna girince hayatimda ilk kez bir oyun salonuna giriyordum- oynamakla oynamamak arasinda bir süre bocaladim kaldim. Salon tiklim tiklim doluydu. Ancak eger böyle bir kalabalikla karsilasmasay-dim öyle saniyorum ki, oyuna falan baslamadan çekip giderdim. Ne yalan söyleyeyim, kalbim küt küt ..

Mösyö Jourdain: Ögrenebilecegim her seyi ögrenmek istiyorum. Zira bilgili olmak için yanip tutusuyorum. Ben daha gençken anne ve babamin bana bütün ilimleri ögretmemelerine öyle çok öfkeleniyorum ki! Felsefe Hocasi: Bu anlasilabilir bir duygu; zira nam sine doctrina vita est quasi mortis imago. Beni..