Küçük yaşta öksüz kalan Jane Eyre, kendisini hiçbir zaman sevmeyen ancak kocasının vasiyeti üzerine bakımını üstlenen yengesiyle zor bir yaşam sürmektedir. Katı kurallarla yönetilen bir yatılı okula gönderilince, bu kez hayatın başka zorluklarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Okulda geçirdiği on yılın a..
ROSEWATER VAKFI,SİZE NASIL YARDIMCI OLABİLİRİZ? Bu patlak ütopyanın parasının üstüne e pluribus unum –“çoğunluğun arasından biri”– diye yazmak, özlü sözlerin en alaycısı olsa gerek; çünkü iğrenç derecede zengin her Amerikalı, çoğunluktan esirgenmiş mal varlığının, yetkilerin ve zevklerin temsil..
“Maalesef,” diye başladı söze. Maalesef, beyaz bir kâğıdın tam ortasına damlayan kocaman bir mürekkep lekesi gibi düştü içime. Sanki iki mememin ortasında bir yer, içine sıcak su dökülmüş çay bardağı gibi patladı, kırıkları ciğerlerime battı sanki... İlk baskısı 2012’de yapılan Bangır Bangır Ferdi Ç..
NE DÜŞÜNÜRSEN DÜŞÜNAMA ARTIK BAŞKABİR ŞEY DÜŞÜN! “Tahmin etmek çok zor değil,” dedi. “Savaşın tek maksadı, kadınları her yerde bu duruma düşürmektir. Aslında savaş her zaman erkeklerle kadınlar arasındadır ama erkekler kendi aralarında savaştıklarını farz ederler sadece.” Mavi Sakal, daha önce Şampi..
Hırsız olmak veya açlıktan ölmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalan yoksul bir adam, yağmurdan korunmak için toplu mezara dönüşmüş bir harabeye, Raşomon Kapısı’na sığınır. Orada, alacakaranlıkta, cesetlerin saçlarını yolan ihtiyar bir kadınla karşılaşır... Kurosawa’nın muhteşem filmine esin kay..
Tahran’ın eteklerindeki yemyeşil bir bahçede birlikte yaşamak için farklı hayatlardan gelen; aralarında orta yaşlı varlıklı bir ev kadını, bir fahişe ve bir öğretmenin de bulunduğu beş kadın ve iç içe geçen kaderleri… Kadın özgürlüğünü tasvir ettiği için İran’da yayımlandıktan kısa bir süre sonra ya..
Elif Batuman, Amerika’da “2010’un En İyi Kitapları” listelerinde yer alan ilk kitabı Ecinniler’de, özyaşamöyküsü, gezi günlüğü, deneme, eleştiri ve inceleme biçimlerini incelikle iç içe geçirerek sadece entelektüel birikimini değil, aynı zamanda “Rus edebiyatı ve okurlarıyla maceralar”ını aktarıyor...
1970 yılının Eylül ayında, dünyanın merkezi olma şerefi için yarışan iki mekân vardı: Londra’daki Piccadilly Circus ve Amsterdam’daki Dam Meydanı... 1970 yılının Eylül ayında uçak biletleri ateş pahası olduğundan uçakla seyahat ancak elit kesim için mümkündü. Gençlerden oluşan muazzam bir kitle için..
Dünyadaki bütün yoksulların ve bütün âşıkların büyük şairi Pablo Neruda, Türk okurların da dilinden düşmeyen şiirleriyle yaşıyor. Latin Amerika'nın Walt Whitman'ı kabul edilen Pablo Neruda, tıpkı "tahıl taneleri kadar sayılması olanaksız" dediği bu büyük şair gibi, yurdunun bütün içsel dünyasını ve ..
Yevgeni Onegin, Aleksandr Puşkin'in 1823’te başlayıp 1831’de tamamladığı ve kendisinin de çok sevdiği manzum romanıdır. Puşkin, masumiyet, aşk ve dostluğun trajik hikâyesini anlattığı romanında okuyucuyu genç Petersburg’lu Onegin’in hayat ve aşkla olan ilişkisine sürükler. Bunu yaparken de okura bir..
Bu fotoğrafa bakarken dili yitirdiğimi hissettim. Onu bütünüyle özgür, tüm bedeniyle geleceğe doğru yol alırken görmek, aklıma babamla paylaştığı yılları, maruz kaldığı aşağılamaları, yoksulluğu, yirmi beşle kırk beş yaşları arasında, başka kadınlar hayatı, özgürlüğü, yolculuğu, kendini tanımayı tec..
Fosillerin gizemi ve jeolojinin büyüsüne dair coşku dolu bir kitap!Yaklaşın ve şu taşlara bir bakın! Bunlar hiç de göründüğü gibi sıradan taşlar değil. Bunlar fosilleşmiş yüzlerce, binlerce, milyonlarca deniz canlısı. Peki nasıl oldu da bir milyon istiridye kendini bir dağın tepesinde buldu dersiniz..
İçimdeki ve çevremdeki boşluk, attığım her adımla birlikte artıyor, sessizlik derinleşiyordu. Satürn’ün Halkaları, W.G. Sebald’in İngiltere’nin doğu kesimindeki Suffolk Kontluğu’nda yürüyerek yaptığı yolculuğun notlarından oluşan bir roman. Ama aynı zamanda Suffolk öyküsünün çerçevesinde, geçmişe, ç..
Kaderleri adlarının esrarengiz bağıyla kesişen iki komşu, Eliot Nailles ile Paul Hammer: çiviler ile çekiç. Nailles, banliyö treniyle şehirdeki işine gidip gelen,ailesine sonsuzca bağlı bir adamdır. Hammer ise evlilik dışı doğmuş, kendi deyimiyle “efkâr”dan mustarip bir yarı delidir. Dünyayı gezdikt..
Edebiyat akli ve sagduyuyu çalistirir; edebi yaraticiliktaysa bu unsurlarin yaninda sezgiye, duyarliliga ve tahmine, hatta elestirel bakisin agindan kurtulmayi her seferinde basaran sansa bile yer vardir. Iste bu yüzden, yaraticilik baskasindan ögrenilmez; yaratici olmanin tek yolu okumak ve yazmakt..
Televizyona Dair Umberto Eco’nun, 20. yüzyılın kitle iletişim evrenine damgasını vuran, “konuşan o tuhaf kutu”ya ve üretimlerine adadığı yazılarını okurla buluşturuyor. Araştırmacı, yazar, filozof, köşe yazarı, göstergebilimci, yayıncılık dünyasının önemli aktörü olmanın yanı sıra İtalyan radyo tele..
“Hayatımız değişecek ama sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar.”“Hayatınız değişmeyecek,” dedi Mike, biraz tahammülsüz. “Belki planlarınız değişir ama hayatınız değişmeyecek.” Otto ve Sophie Bentwood, Brooklyn’in dönüşüme uğrayan bir mahallesinde yaşayan 15 yıllık evli bir çifttir. Otto avuka..
İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzl..
Ludwig Wittgenstein’ın ölümünden bir yıl önce, 1950’de Oxford’da yazdığı, son eserlerinden olan Renkler Üzerine Düşünceler yazarın tek bir felsefi konuya odaklandığı birkaç metinden biri. Renklerle ilgili felsefi sorunların ancak ilgili dil oyunlarına dikkat edilerek çözülebileceğine inanan Wittgens..
Yaşadıklarımı yazmazsam yaşananlar tamamlanmamış olur, yaşandığıyla kalır. Genç Adam, Annie Ernaux’nun 1990’ların sonunda, ellili yaşlarındayken kendisinden otuz yaş kadar küçük bir üniversite öğrencisiyle, gelecek beklentisi olmaksızın, kısa sürede gelişen tutkulu aşk ilişkisini anlatıyor. Bu ilişk..
O müşfik yüreğiylebir savaşçı gibigiyinmiştir enginar,dimdik,alçacık bir kubbe deinşa etmiştir,yapraklarının altındaiçine bir şey işlemedendurur öylece “Yirminci yüzyılın her dilde en büyük şairi.”Gabriel García Márquez Doğaüstüne karşı doğa; metafiziğe karşı fizik; yıldızlara karşı taşlar… Şilili ..
Neredeyse üç kusagin okudugu, Kavafis’in Barbarlari Beklerken adli seçme siirler toplaminin 10. basimini, yeni çeviriler eklenmis, gözden geçirilmis biçimiyle, Bu Kenttir Gidip Gidecegin Yer adiyla yayimlamaktan kivanç duyuyoruz. Fenerli bir aileden gelen, çocuklugunun bir bölümü Yeniköy ve Kadiköy’..
“Bu ülkede kirli bir yalan hüküm sürüyor. Toplantı salonlarından, mikrofonlardan, gazete köşelerinden, beyazperdeden haykırıyor. Koca ağzını açıyor, boğazından irin ve veba kokusu geliyor: Bu koku birçok insanı ülkeden kaçırıyor, kalmak zorunda kalanlar içinse ülke bir hapishaneye dönüşüyor – leş gi..
Moskova 2028: Yakın gelecekte kurulan Yeni Rusya’daki çarlık düzeninin en güvenilir mensuplarından, rütbeli Opriçnik Komyaga sefahat, sarhoşluk, şiddet ve terörle dolu yeni bir güne hazırlanıyor. Bu Yeni Rusya'da fütüristik teknoloji, Korkunç İvan'ın acımasız dünyasıyla birleşerek gerçeğe tüyler ürp..
Bir demiryolu isçisinin oglu olan Pablo Neruda, 20. yüzyili 'büyük yasamis' sairlerden. Siir, diplomatlik ve toplumsal savasim, onun yasaminin üç büyük ugrasi. Hem sürgünler yasamis, hem de ülkesi Sili’nin Paris büyükelçiligine kadar yükselmis bir ozan. Yirmi Ask Siiri, Umutsuz Bir Sarki, Yeryüzünde..
Lagünün durgun mavi sularının yanında tek başına oturan Ana Magdalena Bach, otelin barındaki adamları seyrediyor. Yirmi yedi yıldır mutlu bir evliliği var, kocası ve çocuklarıyla kurduğu hayattan kaçmak için hiçbir nedeni yok. Yine de her ağustos ayında feribotla annesinin gömülü olduğu adaya geliyo..
Christie Malry, büyük çoğunluğu türlü makinelere kâğıt parçaları sokuşturmakla geçen uzun bir günün sonunda Çift Kayıt’ın olağanüstü simetrisi üzerine düşüncelere dalmış bir halde Tapper’s ofisinden evine doğru yol alıyordu. Sonraki kısımlar için Christie’nin zihninde bir gezinti yapmanın iyi olacağ..
Yirminci yüzyıl Alman deneyimini bir güne sığdıran Dokuz Buçukta Bilardo, mimar Fähmel ailesinin üç kuşağı ve bir kilise üzerinden Nazi rejiminin miras bıraktığı ölümün ve yıkımın artçı şoklarına odaklanıyor. Savaş sonrasında kendine normal bir hayat kurmaya çalışan Robert Fähmel’in rutin alışkanlık..
Stefan Zweig, yasami boyunca yapitlariyla hep insani yücelten, bireyin kutsalligini ve dokunulmazligini en büyük deger sayan bir hümanizmin öncülügünü yapti. Onun hümanizmi, sinirlarin, uluslarin, irklarin üzerinde kaliyordu. “Yarinin Tarihi ve Rotterdamli Erasmus“ta yer alan denemelerinde, Stefan Z..
Niye hüzünlenirdi? Oğlu için mi? Selim Beyazıt’ın hayali düşüyor hatıraların üstüne... Hüzün, Kâzım Hoca’ya yabancıydı. Yoksa değil miydi? Kapalı pencereler... Ferda’nın yüzüne kapanmış... Bina onu dışlıyor... Bir zamanlar dışladığı mazi, şimdi Ferda’yı dışlıyor...Erendiz Atasü’nün romanı Dün ve Fer..
Bizim bir geçmişimiz olacak mı Lal.Niçin olmasın, dedi. Bu kez gülümsemedi.Bunun için bir on yıl yaşamamız gerekir ama. Bir geçmiş, uzun zaman demek.Sustu, yüzüne bakıyorum, sonra başımı karşı kıyıya çevirdim, önümdeki şarap şişesiyle oynarken aramızdan geçen deniz rüzgarının kokusunu düşünüyorum.Ya..
Stefan Zweig'ın “Dünyanın Mimarları” dizisinin ikinci kitabı Şeytanla Savaş, bizi Alman edebiyatının ve düşüncesinin sıra dışı üç ismiyle karşılaştırıyor: Hölderlin, Kleist ve Nietzsche. Zweig'ın gönül bağı kurduğu bu yazarlar, “kaderlerinin gecesine savrulmuşlardır.”Şeytanla Savaş, Yaratıcı dehalar..
“Neruda, bütün dillerde 20. yüzyilin en büyük sairi.” GABRIEL GARCÍA MÁRQUEZ Neruda’nin 1933, 1935, 1937 yillarinda üç kitap olarak basilan ve Canto General’in yaninda basyapiti sayilan Yeryüzünde Konaklama, Türkçede ilk kez eksiksiz yayimlaniyor. Daha önce Alova’nin çevirisiyle yayinlarimiz arasind..
Peygamber'in Son Bes Günü, sürekli bir bölünmenin öyküsü. Devrimci ozan Rahmi Sönmez, takma adiyla Peygamber, bir kis aksami, Istanbul'un Taksim alaninda, arkasindan kimsenin gelmedigini bile bile, en önden gidiyormus gibi bir duygu içinde yürür. Bu yürüyüs bir bakima onun bütün yasamini özetler. He..
İşte huzurunuzda ben, herkesin tanıdığı yabancı; kısa ve sık ot katmanının altında sahte gibi görünen kadın. Dış kaplamam sağlam, tıpkı teknelerinki gibi sugeçirmez, ama sahte değil: Katı buz tabakasının altında yaşama elverişli olsa da uyku halinde bir dünya var. Her daim donuk haldeki toprak katm..
Başarılı yönetmen Werner Herzog 1997’de Chushingura adlı operayı sahnelemek için Tokyo’ya gider. İkinci Dünya Savaşı sırasında Filipinler’deki Lubang Adası’nda görevlendirilen ve imparatorluk ordusu dönene kadar ne pahasına olursa olsun adayı savunmaktan vazgeçmemesi söylenen Japon askeri Onoda, Don..