30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasinda Nüfus Mübâdelesi Sözlesmesi yapildi. Lozan'in ek protokollerinden kabul edilen bu sözlesme ile Türkiye sinirlari içinde yasayan Rumlar (Istanbul'dakiler hariç) Yunanistan'a, Yunanistan'da yasayan Türkler de (Bati Trakya'dakiler hariç) Türkiye'ye..
Divan Edebiyatı, bizim sadece edebiyat verimlerimizin ihtişamlı bir dönemi değil, kültür ve medeniyetimizin, toplum yapımızın, atalarımızın dinî, iktisadî ve gündelik hayatının da en dikkate değer tarihî belgeleridir. O yüzden, “Divan Edebiyatı” en az edebiyatçılarımız kadar ve belki de onlardan da ..
Bu eser hakikî bir kültür hazinesidir. Gerçek bir bilim ve ülkü adamı Prof. Dr. Hacıeminoğlu bu eserinde, millî ve mânevî hasletlerimizi, bizi gerçekten biz yapan değerleri hikâyeler aracılığıyla öğretiyor. ...Türkler onuncu imparatorluğu kurdukları çağlarda, bugünkü ileri milletlerden hiçbirinin he..
Bu millet neden ağlar? Bu millet dertli millet, ondan ağlar! Bu millet âşık millet, ondan ağlar!Bu millet büyük mazisini, bütününü, canını cânânını kaybetti. Onu arıyor! Ondan ağlar!.. Bizler hak yolunda bağrı yanık yolcularız. Bizim yolculuğumuz ebedî bir yolculuk... Bizler ebedî yolcularız!.. Önü,..
Kitaba “Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?” ismini verdik. Bu bir roman ismi değildir. Zira bu kitap roman değildir. Bu kitap hayat gibi daima şikâyet edilen, fakat kendisinden vazgeçilemeyen bir sürükleniş, ölüm kadar korkunç bir gerçektir. Kitaptaki insanlar bizleriz. Bizim neslimizdir. Burada genç varl..
Bu bir avuç Maraşlının içinde, Birinci Büyük Harbin neferi olarak yedi cepheyi dolaşıp yuvasına yeni dönmüş askerler, dul kadınlar, yapraksız bir çınar gibi tek başına yaşayan şehit babaları da vardı. Sanki üzerlerinden bir tanrılık fırtınası esmiş gibi, sanki tılsımlı bir ateşin arasından geçerek y..
Bu eserde Roman, Hikâye ve Nazim gibi edebiyat türleri bir üstadin kaleminden anlatiliyor. Seyhülmuharrirîn Ahmet Kabakli; gazeteci, köse yazari ve fikir adami oldugu kadar, ayni zamanda seçkin bir edebiyat hocasiydi. Her kesimden insanin anlayacagi ve zevkle okuyacagi bu eser, dilimizin güzelligini..
Gerek dünya edebiyatindaki, gerekse ülkemizdeki dünden bugüne bütün seyirlik oyunlar, Seyhülmuharrirîn Ahmet Kabakli gibi bir üstadin bakis açisi ve degerlendirmesiyle gözler önüne seriliyor. Tiyatrodan meddahlik ve karagöz oyunlarina varincaya kadar bütün seyirlik oyunlar, türleri ve özellikleriyle..
Türkiye'nin, geçmisinden kopmadan, gelecegi kucaklamasini onlar sagladilar...Onlar, bir milletin ancak dili, dini ve edebiyatiyla ayakta kalabilecegini hem söylediler, hem de söylediklerini eserleriyle gerçeklestirdiler... Dilimizi kisirlasmak, edebiyatimizi körelmek ve manevi degerlerimizi pörsümek..
Gerçi bu fıkraların çoğu o zamanki hâdiselerden mülhem olarak yazılmış, bugün o eski canlılığını kaybetmiştir, ama hem “o zamanki hâdiseler” dediğimiz zaman çok eski bir zaman değildir, hâlâ bu hâdiseler hafızalarda yaşamaktadır hem de bu fıkraların ekserisi, zaman denilen silindirin önünde ezilmeye..
Ey İslâm'ın nûru, Türklüğün gururu Ayasofya! Şerefelerinde fethin, Fâtih'in şerefi, Işıl ışıl yanan muhteşem mâbet!.. Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?Hani minarelerinden göklere yükselen,Ta mâverâdan gelen ezanlar?..Hani o ilâhî devir, ilâhî nizamlar?..Ayasofya ses vermiyor,Ayasofya bir h..
Memduh Şevket Esendal’ın “Konuşmalar” ve “Mektuplar” adlı iki bölümden oluşan Vassaf Bey adlı romanı, edebiyatımızda Ankara’yı ve Cumhuriyet yaşamını merkeze alan ilk eserlerden biridir. Yazarın evrakları arasında bulunduktan sonra ilk defa 1983 yılında kitaplaştırılan Vassaf Bey’de, evli bir kadın ..
Memduh Şevket Esendal’ın önce Vakit gazetesinde tefrika ettiği, ardından da 1934 yılında kitap olarak neşrettiği Ayaşlı ile Kiracıları, edebiyat tarihimizin önemli klasiklerinden biridir. Romanda, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’da Ayaşlı İbrahim Bey tarafından işletilen dokuz odalı bir apartman..
1924 yılında Meslek gazetesinde 38 sayı boyunda tefrika edilen ve gazetenin kapanması üzerine tefrikası yarım kalan Miras, Memduh Şevket Esendal’ın ilk romanı olması bakımından önem taşıyan bir eserdir. Romanda II. Abdülhamid döneminde İstanbul’da Silahtarpaşa Ali ailesinin miras meselesi yüzünden ç..
Beylekan’da bir Allah dostuna rast geldim. “Beni terbiye edip cehaletten kurtar!” dedim. Allah dostu cevap olarak: “Ey fakih! Git, toprak gibi tahammül et yahut ne okumuşsan hepsini toprağa göm!..” dedi.Düşman, her yönden çaresiz kaldığı zaman dostluk göstermeye başlar. Ondan sonra dostlukla öyle iş..
Koca ömründe şehir ağaçlarından başka ağaç bilmeyen bir insanın bağrında bahar yelleri eser mi acaba? Şehrin ağaçları şekle sokulmuş ağaçlardır. Fazla büyümelerine, dal budak salmalarına asla izin verilmez. Mevzu bahis olan ağaç değil, şehrin görüntüsüdür. Ömründe incir ağacının ilahi duruşunu, zeyt..
Dar görüslü, dar kafali, maddeci ve inkârci kimseler size mideden, paradan, hirstan, onu bunu kiskanmaktan, kan dökmek ve çok yemekten baska hakikat olmadigini söylüyorlar. Biz ruh ve sevgiye inananlarsa, size diyoruz ki:En yalan sey, en geçici, en tükenici ve hasta edici sey; midedir, paradir, madd..
Bu eserde, söhretini ve kalemini lüks bir hayat yasamak için degil de, milletinin huzurlu ve gelismis bir istikbali için kullanan ve bu ugurda varini yogunu ortaya döken bir ideal adaminin simdiki ve gelecek kusaklarca örnek alinacak gayret ve çirpinislari yankilaniyor."Ben asla taviz vermedim. Bile..
Bu eser, Seyhülmuharrirîn Ahmet Kabakli'nin insanimiza biraktigi çok kiymetli bir hazinedir. Sanat ve edebiyata gönül veren herkesin, özellikle de gençlerimizin bu kitabi okumalari onlarin önlerine yepyeni ufuklar açacaktir. Bu kitapta, dünya çapinda eserler kaleme almanin yolu gösteriliyor. Ayrica ..
Dingin bir ruha sahip olmak için...Büyük ruhâniyetli âlim Ebu'l-Ferec Ibnu'l-Cevzî, bu eserinde insanligin en büyük korkusunu, bu dünyadan ayrilma ürküntüsünü giderecek ve gönülleri yatistiracak ögütler veriyor. O korkuyu yenenlerden sayisiz örnekler sunuyor:Insan, öte âlemde yasayacagi sonsuz hayat..
Günümüzde başta Ermeni lobileri olmak üzere çeşitli lobilerin Türkiye’yi zor duruma düşürme çabaları, büyük ölçüde bizim geçen yüzyıldaki acılarımızın edebiyata ve sinemaya yansımayışındandır. Bu çekilenleri duyuracak olanlar; aydınlar, edebiyatçılar, şairler, tiyatrocular, sinemacılar gibi yetişmiş..
Günümüzde oldugu kadar, sonraki devirlerde de hayata ve dünyaya karsi nasil bir tavir gelistirmeliyiz? Sosyal hayatta, ekonomide, ilimde, folklorda, sehircilikte, mimaride baskalarindan nasil ayrilacagiz? Bir baska deyisle insanlik âlemine kendi rengimizle ve kendi mührümüzle nasil bir katkida bulun..
Bu romani edebiyat severler elbette okumamazlik edemezler. Çünkü bu eser hem edebiyatimizin klâsikleri arasindadir, hem de roman türünün ilk örneklerinden biridir. Tarih, sosyoloji, kültür - sanat, fikir ve folklor arastirmacilari da bu romani okumak ihtiyacini duyarlar. Çünkü bu kitapta yaklasik yü..
Ahmet Hâsim, sâirlerimiz arasinda kisiligi belki de en kendine mahsus olanlardan biridir. Prof. Dr. Sadik Kemal Tural, Hâsim'in hayatini yönlendiren üç temel etken oldugunu belirtir: Bagdat dogumlu olus, annesi ve annesinin ölümü ve Hâsim'i saran hüzün...Bu etkenler onu hep gurbet duygusuna götürür...
Hoca Ahmed Yesevi'den, Battal Gazi, Bahadir Han'dan Haci Bektaslara kadar uzanan tarihimiz, bizim bu topraklarda kök salis tarihimizdir.On birinci yüzyildan on dokuzuncu yüzyil ortalarina kadar çok zengin ve bol eserleri görülen bu devir, Türk tarih ve edebiyatinin çok önemli bir çagidir.Türkler bu ..
Âsiklarimiz, milletimizin gönül yanginini, dert ve isyanini, ayni zamanda da kültür ve irfanini asirlardir dillendire gelmistir. Insanimiz, Karacaoglan, Köroglu, Dadaloglu gibi nicelerinin söyleyisleriyle acilarini dindirmeye, teselli bulmaya çalismistir.Her biri ayri bir deger olan, seslenisleriyle..
Intiharlar, bunalimlar, uyusturucularda teselli aramalar, yikilan aileler ve sönen ocaklar...Bunlar, çagimizda insana dair günden güne çogalan fotograflar.Insan hayati manevi boyutunu yitirdigi zaman, metafizik degerleri kaybettigi an, ömür sürmenin bir iskenceye dönüsmesi ve karamsarligin ruhlari s..
Müslüman Türkiye; ilmin kemali, fennin dorugu, "ileriligin" özü ve erkani demektir. Bir ruh temizliginde fezalari arsinlamak, meçhulleri kulaçlamak, semalarda yüzen iki mukaddes timsalimize; Ay'imiza ve yildiz'imiza dogru devasa kanatlari açmak, geriligi, miskinligi, açligi, fikaraligi mantar gibi a..