…Artık iyice ihtiyarladık. Eminiz ki Lailonia’nın yerini hiçbir zaman öğreneme¬yecek ve onu asla göremeyeceğiz. Belki içinizden biri, bizden daha şanslı olan, bakarsınız o, Lailonia’yı bulmayı başarabilir. İşte o zaman oraya gidip Lailonia kra¬liçesine bizim adımıza Latin çiçekleri veriniz. Ona, çok..
Bireysel Özgürlüğün Patolojileri, Frankfurt Okulu’nun yaşayan büyük temsilcilerinden biri olan Honneth’in Hukuk Felsefesi’ni güncelleştirme girişiminin sonucudur. Honneth, modern insanın normatif yaşantısına eşsiz bir ayna tutan Hukuk Felsefesi’ni yeniden yorumlayan bu kitapta, Hegel’in adalet teori..
“Buradan aşağı bakınca her şey ne kadar da basit görünüyor,” diye devam etti, “ama bende tam tersi etki yapıyor. Bu evlerde yaşananları, aile dramlarını hayal etmeye çalıştığımda, imkânsız derecede karmaşık görünüyor her şey. Ayrıntılar açısından bu kadar zengin bir şeyin hakkı nasıl verilir ki? Bır..
Arkeoloji ve felsefenin kesiştiği sıra dışı bir noktada duran bu kitap insanın küresel bir faile dönüşmesinin etik-politik hikayesinin izini oldukça yanlı -özgürlüğün yanında duran- kavramsal bir teçhizatın yardımıyla sürüyor. İnsanın dünya ile kurduğu ilişkinin tarihsel analizinin, insanın kendisiy..
“Gördüğünüz gibi, sayın Bay Thomas Mann, diye geçirdi aklından Bruno, Drohobycz’de aklı başında olmayan tek kişi sizin taklidiniz değil. Kız kardeşimde çok daha erken başladı, babam bu dünyayı aceleyle terk edip gitti ama daha ölümünden önce, insanların, hayvanların ve bitkilerin konuşmadan anlaşabi..
“Roman yazma planını kafamdan tamamen çıkarıp atmış olduğum için, ev sahibime bana yaşayacak iki yıl armağan ettiği için teşekkür ettim. Bir kitap yazmanın bu kadar uzun sürdüğünü duymak onu şaşırttı. “İki yıl ha!” dedi kaygılı bir ifadeyle. İki yıl içinde dünyanın çehresi üç kez değişmiş, orası bur..
“Buzzworm’un dediği gibi her saatin bir hikâyesi vardı. Herkes zamanı gösteren bir parçaya ve zamanın bir parçasına sahipti. Saat sizin kişisel zamanınızın dışa yansımasıydı. Bir şeyleri zamanında yapmakla hiçbir ilgisi yoktu. Zaman mefhumuyla ilgiliydi. Aciliyet duygusuyla. Ritim duygusuyla. Uyumla..
“Gitgide genişleyen bulut rüzgâra kapılarak kaymaya başladı. Evin üzerine ulaştığında yayılan gövdesinden gökte yavaş yavaş düşen meteorları andıran izler çıktı. Küller küçük, siyah kar taneleri gibi aşağıya yağmaya başlamıştı. Diğer parçalar daha büyüktü, yere çarptığında bile kor gibi yanmaya deva..
“Bahar nerede başlar? Nerede biter?”Şair-yazar Nina Mingya Powles’un Türkçeye çevrilen ilk kitabı olan Küçük Su Kütleleri türler-üstü bir metin. İçinden tayfunlar, yağmur fırtınaları, okyanuslar, nehirler ve yüzme havuzları geçen bir büyüme hikâyesi. Sylvia Plath’tan Mitski’ye, Katherine Mansfield’d..
Vakit geçirmeden büyük cevizin altını kolaçan ettim. Çıkıp toplamak cesaret sınırlarının da ötesinde bir “delilik” gerektirdiği için herkes yere düşenlerle yetinmek zorunda. Övünmek ayıp kaçacak ama sincap ayarında bir ceviz toplama uzmanıyım aynı zamanda. Annemden miras bana. İşin sırrı çok basit a..