14 ADET KARTPOSTAL HEDİYELİYazım dünyasında yazar, çevirmen, yayıncı ve okur olarak herkesin aklına çoğu zaman aynı soru gelir: O diyarlarda ne yazılıp ne okunuyor? Bu sorudan yola çıkarak kültürü ve geleneği oldukça eski ve eşsiz, tarihte yaşanmış pek çok savaşın izlerini taşıyan, çalkantılı döneml..
“Masadan kalkıp odanın içinde volta atmaya başladım. Böyle zamanlarda megaloman birine dönüştüğümü hissediyordum. Bundan aldığım büyük hazla sanki annem, babam, karım veya çocuğum yokmuş, yalnızca ben ve kalemim varmışız gibi yaşıyordum.”Korku unsurlarıyla zihinsel karmaşanın zekice kullanıldığı iki..
“Hayatımız için gerekli olan düşünceler, bundan üç bin yıl evvel tükenmiş olabilir. Bizler, yalnızca eski odunları yeniden tutuşturuyoruz.”Kendi düzenleri içinde, olması gerektiği gibi yaşam süren kappaların evrenine ansızın sızan meraklı bir çift gözün deliliğe varan trajikomik hikâyesi… Meraklı ka..
“Her gün nerede, kimin önünde olursa olsun secdeye kapanır gibi eğilir, bu şekilde yaşar giderdi. İnsanların, kendilerinden üstün gördüklerine saygı duyduklarına, aşağıda gördüklerine ise zorbalık yaptıklarına, içip içip karılarına ve çocuklarına vurduklarına şahit olmuştu.”Birbirini vakitsiz tanıya..
“Yaşarken ölümü düşünmeye gerek var mı? Ölene kadar herkes hayatta!”Yaşamının son döneminde olan bir yazarın, dışarıda akıp giden hayatı ve geçmişin silik izlerini çalışma odasına konuk ettiği kısa bir yaşam sahnesi Cam Kapının Ardında... Natsume Soseki’nin çocukluğuna dair anılarıyla yazarlığının v..
Gittikçe daha da sıkılıyordum. Nihayetinde canımı almaya karar verdim. Bir akşam, etrafta kimsenin olmadığı bir vakit, kararlılıkla denize daldım. Ancak ayağımın güverteden ayrıldığı ve gemiyle bağlantım koptuğu an, hemen canımın kıymetini fark ettim. Kalbimin derinliklerinden keşke vazgeçseydim, di..
“Ne bir rütbem ne de bir ünvanım var ama kendi ayakları üzerinde duran bir insanım.”Küçük Bey, kırsaldan şehre uzanan saf bir bakış açısının hayatın gerçekleri ile yüzleşmesinin hikâyesi... Ailesi tarafından “umutsuz” görülen Küçük Bey, çocukluk döneminde pek çok kez yok sayılmış olsa da evin hizmet..
“Tokyo’nun neresinde yaşadığımı biliyor musunuz? Bir daha benimle hiç karşılaşmayacaksınız.”Öğrenci Kız, adını hiç öğrenemediğimiz genç bir kadının berrak zihnine ve tecrübesiz hayatına sızdığımız kısa ama derin bir yolculuk… Döneminin Japonya’sında belki de yaşından büyük acılarla baş etmeye ve mut..
“Benim için ‘toplum’ dibini bilinmezliklerin kapladığı korkunç bir şeydi; asla tek bir mücadeleyle neyin ne olduğuna karar verilebilecek kadar basit bir şey değildi.”Toplum gerçekleri tarafından işgal edilmiş bir yaşamın hazin veda mektubu… Yozo, ailesinin geleneksel tutumu ile iç dünyasındaki dalga..
“Âşık oldum diye suç mu işledim?Antik çağlardan bu yana, dünya üzerinde yazılmış bütün trajedilerin bu soruyu konu edindiğini söylemek abartı olmaz. Her kadının içinde biraz bu acımasız tavşandan bulunduğu gibi, her erkeğin içinde boğulmamak için mücadele eden bir Japon rakunu mevcuttur. Otuz küsur ..
“Ölümün ve yaşamın, insanların mutluluğunu veya hüznünü belirleyecek bir anahtar olmadığı hissine kapılıyorum. Ölüler sonuca ulaşırlar, yaşayanlar da geminin güvertesinde durarak ellerini birleştirir ve dua ederler. Gemi, yavaş yavaş iskeleden ayrılır.”Hayatı anlamlandıramayan ve melankolik ruh deni..
“Her gün nerede, kimin önünde olursa olsun secdeye kapanır gibi eğilir, bu şekilde yaşar giderdi. İnsanların, kendilerinden üstün gördüklerine saygı duyduklarına, aşağıda gördüklerine ise zorbalık yaptıklarına, içip içip karılarına ve çocuklarına vurduklarına şahit olmuştu.”Birbirini vakitsiz tanıya..
“Enfes bir koku yayılıyordu havaya; kadının teninden gelen bir koku muydu yoksa dağ havası mı, emin olamıyorum. Belki de sırtıma vermemek için uğraştığı nefesiydi.”Yollara düşen gezgin bir keşişin heybesine topladığı efsanevi anlatım… Zorlu dağ yollarını aşarak ilerleyen keşiş, hiç hesapta yokken bi..
“İki çocuk, trene geç kalmamak için beyaz kayanın üzerinde var güçleriyle koştular. Gerçekten de rüzgâr kadar hızlı koşabildiklerini fark ettiler. Nefesleri kesilmemiş, bacakları yanmamış ya da acımamıştı. Giovanni böyle koşarlarsa dünyayı bile turlayabileceklerini düşündü.”Yaşından büyük sorumluluk..
“Suyun akışı, açmış çiçeklerin soluşları gibi doğanın derinlerinde barınan, karşı gelinmez güce rastlanıldığında insan evladı kadar fâni ve acınası bir varlık daha olmadığı anlaşılıyordu.”Cümlelerinin derinliğinde gerçek bir yaşam hikâyesinin izlerini taşıyan bir itiraf romanı… Yazar Tokio, bir yayı..