Kötülük; bir adımda, kolayca aşabileceğimiz bir eşik midir? Yoksa doğuştan gelen bir haslet, kişiyi tutsak eden bir miras mıdır? Peki insanlık olarak hızla sürüklendiğimiz yıkımın önüne geçmek mümkün mü?Kötülüğün alametlerinin izini süren bir Rus bilim insanı, yörüngedeki uzay istasyonunda yaptığı k..
Herkes içinde anlatmak istediği hikâyeleri taşır. Sanat da bu hikâyeleri anlatma formudur. Ancak bu formlar donmuş kalıplar hâlinde değil, organiktir. Sorun tam olarak bu noktada ortaya çıkar; eğer formlar donmuş kalıplardan oluşsaydı herkes duygu ve düşüncelerini söz konusu formlara dökerek sanatı ..
Sokak, evin kapısını çalarken kendimizi bulduğumuz yerdir. Giderken de dönerken de gözlerdeki nemin sebebinin sorulmadığı uzun bir koridor, geçinmek için kitap satılan bir diyar, rastlantıların, karşılaşmaların, ibretlerin ve hatta hatırlamaların merkezi yine o sokaklardır. Dışarıdan çıkıp içeri gir..
A’mâk-ı Hayâl, son devir Türk edebiyatımızın klasikleşmiş eserleri arasında mümtaz bir yere sahiptir. Eserde, felsefî-tasavvufî bilgi ve tecrübeler, geleneksel bir yöntem olan öğretici dil usulüyle okuyucuya sunulmuş, yazıldığı dönemin sosyokültürel sorunlarına da yer yer değinilmiştir. Ayrıca gerek..
Yaşadığımız dünyayı büyüsü bozulan bir dünya olarak tanımlıyor Ahmet Murat kitaba ismini veren Kuşlarla Sohbetin Şartları isimli yazısında. Kitap boyunca da büyüsü bozulan bu dünyanın içerisinde geçmişin, özellikle bir zamanlar sahip olduğumuz zengin tasavvuf kültürünün bugüne yansımalarının izini s..
Herkes bu kitabı okumaktan keyif alacak. Bazılarımız keşke onu biz yazabilseydik diyecek.Bu kadar eğlenerek, böyle önemli bir konuda çok şey öğrenme fırsatı elinize nadiren geçer.- Daniel Kahneman, 2002 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Eğer insanlık alemine ilişkin azıcık bir merakınız varsa, bu kitabı ok..
“Gecenin bir yarısı kalktığınızı düşünün; bedeniniz yatağın ayakları arasında tam olarak ne kadar aralık olduğunu ve ne yapması gerektiğini bilir. Bir bakıma, etrafınızdaki mekân sizinle konuşur ve incelikle kurulmuş ritim oyunları arasına yerleştirir sizi. Mekânı hareket, ses ve doku ritimleriyle ö..
Tarih boyunca, hayat tecrübemizin en soyut, geçici ve anlaşılması güç fenomenlerinden biri olan zamana bir düzen dayatıp ölçeklendirmeye yönelik karşı konulamaz bir ihtiyaç hissettik. Özellikle yeni binyılın başlangıcından itibaren, zamanın doğasına duyduğumuz hayranlık ve onu tanımlama girişimlerim..
“Ümidim, artık okulda okumayanların, hiç okul okumamış olanların, keza üniversite sırasında benim neslimden çoğu kişinin çektiği dertleri çekenlerin ‘zevk alarak ve yararlanarak’ okuyabilecekleri bir ders kitabı ortaya koymak.”Okumanın Alfabesi’nin girişinde bunları söyleyen Ezra Pound, ders kitabı ..
Bu topraklarda bizim mensup olduğumuz kültür nasıl bir nazarî düşünce tecrübesi yaşamıştır? Bu kültüre mensup insanlar ne düşünüyorlardı, nasıl düşünüyorlardı, niçin düşünüyorlardı? Başka bir deyişle, ne tür soru ve sorunlara sahiplerdi; dertleri ne idi; bu sorunları, dertleri nasıl kavramsallaştırı..
“Bana hocam, ona da onun hocası, ona da onun hocası… şöyle rivayet etti…” Bir ilim yolcusunun Semerkant’tan başlayıp Buhara’ya, Merv’e, Basra’ya, Rey’e, Haremeyn’e ve daha nice merkeze uğrayarak kâh ferahlık kâh meşakkat içerisinde geçen rihlesi ve tek tanığı kendi derlediği risale hacmindeki bir gü..
Zaha Hadid yakın tarihin en yenilikçi, en cesur ve en popüler mimarlarından biridir. Bağdat’ta doğan, Londra’da yetişen ve Pritzker Mimari Ödülü’nü alan Hadid insanlığın mekân ve mimari tecrübesini baştan aşağı değiştirmiştir. Bu kitapta, Hadid’in en erken tarihli deneylerinden ve eserlerinden inşa ..
Doğu ve Batı tarihten bugüne türlü söylemlerle bir Öteki imgesi üretir. Birbirinin Öteki’si olan iki Ben kimliğinin tavırları Doğu-Batı arasındaki ilişkiye yön verir. Oryantalizm ve Oksidentalizm bu ilişkinin seyrini belirleyen ve aynı zamanda bu seyirden etkilenen alanlardır. Oksidentalizm Oryantal..
MÖ 551 ile 479 yılları arasında yaşamış olan Konfüçyüs (Kung-fu-tzu ya da Üstad Kung) önce filozof, sonra hoca ve ayrıca toplumsal yenilenmeyi sağlayan bir devlet adamıdır. Gerek teorik düşüncelerini gerekse de tecr übelerini aktararak halka önderlik etmiştir. Halkın sevgisini kazanmış, çok sayıda ö..
II. Abdülhamit dönemi, Osmanlı Devleti’nin yıkılış aşamasından önceki süreçleri kapsayan ve etkileri günümüze kadar gözlemlenebilen birçok sosyal ve siyasal olayın yaşandığı bir zaman dilimi olarak hâlâ konuşup tartıştığımız bir dönem. Bu kitapta hatıralarını okuyacağınız Tahsin Paşa, II. Abdülhamit..
Yeryüzü Genişlerdi, yakılıp yıkılan bahçelerden, bereketli tarlalardan, kuyulardan, çergelerden ve ormanlardan geçerek insana dair en temel soruları getiriyor bize. Her sabah yeni kelimeler doğuran ebelerden yazgısına boyun eğen erlere, ifritleri diline dolamışlara kadar bütün ins ü cin, duyduğu bu ..
“Yeni bilgi” nedir? Bilginin “yeni” sıfatını alması için yenilenebilir olması mı gerekir?Dünya tarihinde bir dönüm noktası olan Bilim Devrimi’nin önünü açarak halk sathında yankı bulan bu yeni bilginin yayılma ortamları nelerdir?Bilgi nasıl kamusallaşır?Nihal Fırat Özdemir, Yeni Bilginin Dolaşım Ara..
“Bir roman nasıl oluşturulur, iyi bir soru ama roman ne için ve neden oluşturulur diye sorulması daha doğru olur. Bir roman ne için veya neden oluşturulur? Romancı olmak için. İyi de ne için romancı olunur? Okura dönüşmek, kişinin okurla bir olmasını sağlamak için. Ve kişi ancak ve ancak hem romancı..
Dünyanın büyük filozofları her zaman insan doğası ve içinde yaşadığımız dünyaya ilişkin hayati sorularla boğuşmuştur: Nasıl bir yaşam sürdürmeliyiz? Bilgi nedir? Toplum nasıl örgütlenmeli? Yüzyıllar boyunca, filozoflar bu sorulara bir dizi çetin yanıtlarla yaklaştılar. Felsefenin Kısa Tarihi, sizler..
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, alışık olduğunuz türden bir kitap değil. Sayfaları arasında zor sözcüklere bulanmış karmaşık açıklamalar bulmayacaksınız. Harika infografikler sayesinde her bir bilgi kırıntısı, her bilimsel gerçek, bir bakışta kavyabileceğiniz şekilde elinizin altında olacak. Evrenin e..
Üzüntü benimle yaşamaya geldiğinde ona bir sığınak yapmaya karar verdim…Küçük çocuk, üzüntüsü için istediğinde gürültü yapacağı ya da hiç ses çıkarmayacağı, kocaman olacağı ya da küçücük kalacağı veya nasıl dilerse öyle davranacağı güvenli bir sığınak inşa eder. Çocuk bu sığınağı her gün, bazen de h..
Melda her zaman gittiği kitapçıyı çok seviyor. Çünkü Mine Hanım her zaman mükemmel hikâyeler anlatıyor... Yaramaz çocuklar, uzak diyarlar, canavarlar ve birçok cesur macera...Ama bir gün Melda, kitapçının kapalı olduğunu fark etti. Mine Hanım nerede? Peki ya kitapçı artık açılmayacak mı?Kitaplar ve ..
"Hatıralar kim olduğunu sana daima hatırlatır."Ako bir gün yolda yürürken ağlayan bir file rastlar. Filin çok büyük bir derdi vardır. Hiçbir şey hatırlamıyordur. Ako ona yardım etmeye çalışır, acaba fil her şeyi tekrar hatırlayabilecek mi? Hafızasını Kaybeden Fil hafızanın, anıların, ailenin önemine..
Üzerinde yaşadığı topraklardaki değişimlere ve kırılmalara şahit olan romancılar, Türkiye’nin sancılı ve oldukça özgün siyasi hikâyesini anlamaya, görmeye çalışmış ve romanlarında da bu siyasi meselelerin tartışıldığı mekânlar yaratmışlardır. Kimi zaman bu mekânlar; farklı partiden olduğu için kahve..
Cengiz Aytmatov, ustalık dönemi eserlerinden biri olan Dişi Kurdun Rüyaları’nda insana, yaşama ve doğaya dair etkileyici bir hikâye anlatıyor. İnsan hırsının, acımasızlığının ve açgözlülüğünün doğada ?ve ruhlarımızda? yarattığı yıkımı büyük bir ustalıka okuruna sunan Aytmatov, romanında yaşamın; doğ..
17. yüzyıl, Osmanlı Devleti için ilim ve fikir dünyasında çeşitli hareketliliklerin yaşandığı, din ve siyaset merkezli çeşitli çekişmelerin meydana geldiği önemli bir asır olmuştur. Bu döneme damgasını vuran Kadızâdeliler hareketi, bu kitapta salt tekke-medrese çatışmasının yansıması olarak değil; i..
Merhum Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar isimli büyük çalışmasında Hazînî’nin 1593’te kaleme aldığı Cevâhirü’l-Ebrâr min Emvâci’l-Bihâr’ından had safhada istifade etmiştir. Ancak ne yazık ki Köprülü, değerli âlim Hazînî’nin 1586’da yazdığı Menba‘u’l-Ebhâr fî Riyâzî’l-Ebrâr adlı eseri..
Tarih boyunca gezginler, yurtlarından fazla uzağa gidemeyen insanlara dünyanın dört bir tarafında yaşadıkları tecrübeleri aktarmışlardır. Bu kapsamlı antolojide Pekin’den Berlin’e, Kahire’den Chicago’ya, Bağdat’tan Londra’ya, St. Petersburg’dan Sidney’e, Rio’dan Roma’ya, Şam ve Kudüs’ten İstanbul’a ..
Dünyaca ünlü Danimarkalı filozof Soren Kierkegaard bu kitapta İbrahim Peygamber’in oğlunu kurban etme girişimi üzerinden imanı inceliyor. Kierkegaard’a göre iman akla sığan bir şey değil. Lirik bir dille yazılan kitapta Kierkegaard felsefesinin meşhur etik, estetik ve dini « varoluş aşamaları » da a..
Günümüz dünyasında kodlar ve şifreler hayatımızı çevrelemiş durumda. Telefon görüşmelerimiz, televizyonda izlediğimiz diziler, banka uygulamalarında yaptığımız çevrimiçi işlemler… Hepsi bizi bir şekilde bilgisayar şifreleme sistemlerine bağlar.Ancak şifreler ve kodlar hayatımıza yeni girmedi. İki bi..
Ol-Ân, “Ben bilinmeyen, gizli bir hazine idim, bilinmek istedim; bilineyim diye halkı (kâinat) yarattım.” hadis-i kudsîsi mucibince Ömer Lekesiz’in şehirlerden şehirlere, mekânlardan mekânlara “yeryüzleri”nde insanın mazhar olduğu o manevî neşveyi aradığı, bu arayışını ise fotoğraf ve ilhamat üzerin..
Bozdünya kimin yurdu? Kara gözlerinde aydınlık taşıyan çocukların, enkaz altındaki insanların belki. Portakal bahçelerinin ve incir ağaçlarının, gagasında zeytin dalı taşıyan güvercinlerin belki de.Bozdünya kimin yurdu? Biri bitmeden diğeri başlayan rüyaların, uzayıp giden beyazlığın, unutuldukların..
Portekizliler, ateş saçan sopalarla yola çıkınca eski Mısır’ın piramitlerini aydınlatıyor güneş. Kızılderililer, büyüleyici düşler görürken Çin Seddi’nde uzun bir koşuya çıkıyor genç adamlar. İvan Rubinoviç çar olurken meşhur Sicilya güllerinin peşine düşüyor Romalılar. Ülkü Tamer, geçmişin gümüş pe..
Monolitik bir tavırla, yalnızca modern düşüncenin ölçüleri ile Osmanlı-Türk modernleşme tecrübesini anlamaya çalışan düşünürler -zorunlu olarak- modernleşme sürecinin ve modern bilincin “çatışmacı” bir tarzda ilerleyerek kendisini kabul ettirdiği gibi fizikalist bir bakış açısından kurtulamayacaktır..
Sûrnâme, Osmanlı dönemi Türk edebiyatında sünnet, evlenme ve tahta çıkma münasebetleriyle yapılan şenlikleri anlatan eserlere verilen ortak addır. Bu eserlerin önemi, yazıldıkları zamanı bütün yönleriyle yansıtmaları, bu yüzden de araştırmacılar için zengin kaynaklar olmalarıdır. Bilinen surnâmeler ..