İz Yayıncılık

Bu kitapta Rasim Özdenören, demokrasi, diyalektik, rasyonalizm, pozitivizm, hümanizm, bilim, kültür, gelenek ve özgürlük gibi kimi kavramlarin bir Müslüman tarafindan nasil kavranmasi gerektigine dair öneriler getirmenin ötesinde, ele alinmayan diger önemli kavramlarin irdelenmesine iliskin bir usûl..

“Şems Manofa: Şam’da Saida el Muaddemiye’de oturuyorduk. Savaş bize doğru gelince başka yerlere doğru uzaklaştık. Babamın arabası vardı, binip gittik. Büyükannem de vardı. Bir geçiş noktasında, kimlik gibi bir belge sordular. Güvenlikçi geçişe izin vermedi, az bir süre sonra babam kayboldu. Şehit ed..

Modern zamanlarda yaşayan bir ârifin; bakış, görüş, duyuş ve anlayış biçimi, farklı kitaplarından tanıdığımız Ömer Faruk Dönmez’in kalemiyle, okuyucunun zihin dünyasına sunuluyor. Serinin üçüncü kitabı olan Âb-ı Hayat III, okuyucuyla buluşuyor.Ürün Adı: Ab-ı Hayat IIIÜrün Kodu: 9786053267911Yazar: Ö..

Bu kitabın üç ayrı penceresi var;Biri Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Akif İnan, Rasim Özdenören gibi Erdem Bayazıt’ın çok yakın çevresinden insanların dünyasına bakıyor.İkincisi, Erdem Bayazıt’ın sanat, edebiyat, poetika ve kitaplar hakkındaki düşüncelerine açılı..

Hep Ayni Hikâye, son dönem edebiyatimizin en degerli yazarlarindan Ömer Faruk Dönmez’in öykü anlayisinin en önemli örneklerinden birisi. Bir ironi saheseri. Kitapta, ustalikla kullanilan mizahin yaninda daima içinizde bir seylerin devrilme hissiyle sizi karsi karsiya birakan yaralayici öyküler bulun..

Mehmet Narli’nin anlatimiyla Gidenler Gidenler: “Cemal Sakar’in öyküleri daha çok ‘an’in içindeki yalnizligi, sorgulamayi, anlam arayisini aktarsalar da, karamsar degildirler ve okurlari bosluga açilan bir kapinin önünde birakmazlar. Modern insani anlatirlar ama bu modern insanlar, korkularin ölüme ..

Din felsefesi meselelerini merkeze alarak başladığımız düşünce yürüyüşüne Meşşâîlik ile devam ediyoruz. Sahanın uzmanları akademisyenlerin katkılarıyla, Meşşâîliği çok yönlü bir şekilde ve derinlemesine kavramak isteyen okurlar için disiplinlerarası bir çalışma ortaya çıktı. Bu ciltte Kindî, Farabi,..

Kaybolan gölgelerin peşi sıra giden hayatlar ve o hayatların öyküleri… İnsanın kaybettiği bazı şeyler koca bir noksan olarak kalır; ne öteye gider ne beriye. Ne yere sığar ne de göğe. Noksanlar kaybolan gölgelerimizin peşinden koşuyor, onları hiç olmadık yerlerden çıkarıp bizimle buluşturuyor. Bu öy..

“İnsan ve toplum bilimleri insanın ne olduğunu onun dünyadaki durumundan hareketle açıklamaya çalışır. İnsanı her sosyal ve doğal realiteden kopuk, ideal bir gökyüzünün altında yaşayan varlık gibi düşünemeyiz. Bir insan, dilbilimci için bir konuşan’dır, sosyolog için toplumda yaşayan birey’dir; ekon..

Beden Miyiz, Ruh Muyuz?’ da Swinburne, bizi biz yapan şey nedir? Beyin nakli yapılmış biri hâla aynı kişi midir? Bunu öğrenmemiz mümkün mü? Var olmaya devam edebilmemiz için bir vücuda (ya da beyne) sahip olmamız şart mıdır? Bedenimizden ayrı olarak yalnızca ruhlar hâlinde var olabilir miyiz? Ölümde..

Osmanlı Devleti’nin 560 yıl vatanı olan Balkanlar’ın kaybı, katliam, sürgün ve zorunlu göçlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu çalışma, Sancak şehirleri ve Priyepolye (Prijepolje) özelinde Osmanlı kültür ve medeniyet mirasının anlaşılmasına katkı sunmayı amaçlamaktadır. H. Yıldırım Ağanoğlu, yerli-y..

Ahmet Rasim’in bu kitabı, muharebe yıllarında savaşa asker olarak giden Yüzbaşı Yusuf’un askerliği dönemince eşinin ve annesinin yaşadığı sıkıntılı zamanları anlatıyor. Yüzbaşı Yusuf muharebeden sağ salim geri dönebilecek midir? Savaş zamanlarının sancısı insanın yüreğine nasıl işler, bir kadın eşin..

Türk tiyatrosunun usta kalemi A.Turan Oflazoglu’dan Kurtulus Savasi dönemine ait bir destan. Milli Mücadele’nin baslangicini, Mustafa Kemal Pasa’nin Ankara’ya gelisini ve sonrasini konu edinen çok özel bir eser. Tiyatroseverlerin bir solukta okuyacagi, tarihimizin önemli dönemlerinden birini anlatan..

“Insan, yalin tabiat içinde yasamaz. O, tabiati yasayabilecegi hale dönüstürür, bu demektir ki kent kurar. Kentten kaçan ya geri kente döner veya gittigi yeri kentlestirir: gittigi yerde kendine barinak, yol... insa eder. Kendi gövdesini ve tabiati örtmek, insan varlik yapisinin kendiliginden yönsem..

Amerikalı yazar Jack London’ın 1903 yılında yayımlanan Yabanın Çağrısı romanı yayımlandığı günden bu yana en çok okunan klasikler arasında yer almıştır. Kısa bir macera romanı olan bu eser, Buck isimli evcil bir köpeğin çalınarak bir kızak köpeği haline getirilmesini ve o vakitten sonraki mücadelele..

Dünya edebiyatının en büyük ve belki de en huzur kaçıran yazarı Dostoyevski’nin gençlik dönemi eseri. Anlatıcının ismi yok. Üstelik hayalperest ve aşık. Böyle bir insan duygularıyla yaşar. Ama garip bir şekilde Petersburg’un o harika dört gecesi beyazdır. Çünkü bu duygulu adam Nastenka’ya rastlar, k..

Dünyaya yaşlı bir insan olarak gelip gitgide çocuklaşsaydık ne olurdu? Ömür tersten aksaydı, biz bebekleşinceye kadar bizim için kurulan kum saati akmaya devam etseydi... Sonra bir gün bir hemşirenin kollarına verildiğimizde duruverseydi zaman...Benjamin Button tam olarak böyle bir dünyada yaşamakta..

Derin Siyah, hikayenin başladığı yer. Yıldız Ramazanoğlu’nun öykü serüveninin ilk eseri. Çok yönlü yazarlığı ile edebiyat ve düşünce dünyasında kendine has bir yere sahip yazarın, yayınlandığı yıl Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın öykü kitabı seçilen bu eseri, insanın iç dünyasına zengin bir..

Cemal Şakar Edebiyatın Sırça Kulesi’nde, kutsal, ilham, vahiy, aşk, dil, hakikat, sanat kavramlarından yola çıkarak apaçık bir Müslüman sanatçı manifestosu ortaya koyuyor. Sanatın kökenlerine, dinle olan bağına, giderek sanatın varoluş koşullarına eğilip zevkin ve hazzın peşindeki sanat anlayışına k..

Öykücülügü ile okur nezdinde hakli bir itibar sahibi olan Cemal Sakar, bu sefer edebiyati merkeze alarak çizdigi daire içinde kendi gözüyle elestirel bakisini ortaya koyuyor. Edebiyatin insan hayatiyla ve gerçeklerle iliskisi, iyi edebiyat ile kötü edebiyat arasindaki ayrim, edebiyatçinin kullandigi..

Türk öykücülüğüne ve düşünce dünyasına yeni fikirler ve boyutlar kazandırarak unutulmaz eserler veren Rasim Özdenören, öykü ve düşüncedeki istikrarlı ve güçlü konumuyla kendinden sonra gelen pek çok yazarı etkiledi. Türkçeyi doğru ve güzel kullanmadaki mahareti, insan ruhunun sırlarına vâkıf olması,..

“İnsanlar yanlış anlar,” diyerek vefatından iki yıl önce, 1914’te divanını yakmıştı Atkaracalarlı şair Cevriye Banu. Benzer bir endişe yüzünden İstanbul doğumlu Nimet Gecekuşu (Yıldırım) da 1930’ların başlarında Erzincan’ın bir köyünde canla başla sürdürdüğü köy eğitmenliğini bırakmak zorunda kaldı...

Onunla ben ağabey kardeşten, baba oğuldan daha fazla bir yakınlıktaydık. Edebiyat dünyamızın çalışkan karıncası Asım Gültekin vaktinin çoğunu başkalarına, özellikle de gençlere ayırırdı. Diğerkâmlık ve dostlarla hemdert olmak başta gelmek üzere ondan çok şey öğrendik. En verimli çağında, derin bir h..

Ali Haydar Haksal’in dedesi Müderris Ismail Efendi’nin hayatindan parçalar alarak yazmis oldugu Hüzün, bir yandan Ali Haydar Haksal’in kisisel dünyasina okuyucuyu götürürken öte yandan Türkiye tarihinin farkli zamanlarina da sahitlik etmemize imkân taniyor. Ismail Efendi’nin âlim ve mutasavvif kimli..

Ömer Faruk Dönmez’in bu kitabı DERVİŞAN, bağımsız okunabilecek; ama aslında birbirine bağlı, üç uzun hikâyeden oluşuyor. Yazarın önceki kitaplarından az çok tanıdığımız karakterler, farklı ve derin sorgulamalarla yine karşımızda; kimi zaman bir ilahiyatçı, kimi zaman bir yazar, bir imam, bir öğretme..

Kudüs'e bakışımız "Ey" iledir."Ey", onurlu şehre, onurlu bir sesleniş, İnsanın şehrini, dolayısıyla kendisini onaylıyor bu bakış.İnsanlık tarihine bir bağış ve örnektir Kudüs. Tarihin bize bağışı ise zaman içindedir. İlk atadan Sevgili'ye kadarki zamandan beri bir çok peygamber Kudüs'te konakladı. H..

Yaşam kaç yüz parçaya bölünebilir? Bu parçaların her birinden kaç bin tane hikâye çıkabilir? Sonra bu bölünmelerin her biri nasıl olur da tek bir noktada birleşip büyük bir aynaya dönüşür? Cam Kenarı'nı ikiye bölün; biri Mülteciler'e, biri Mülteci Olmayanlar'a baksın. Sonra ortadaki çizgiyi hayalini..

"Sayıların kelimelerine Türkçede neden öyle denilmiş? ikiye neden iki diyoruz, altıya neden altı diyoruz, neyin altı? Kırk neden kırk?"Bu sorular birçoğumuzun aklına takılmıştır mutlaka. Çoğumuz bunların üzerinde fazla durmaz geçeriz, ancak Asım Gültekin geçmemiş. Yıllarca bitmeyen bir merak ile kon..

Dergi, gazete, kitap vb. yerlerde yayınlanmak üzere Rasim Özdenören’le yapılmış bütün söyleşiler hummalı bir çalışma sonucunda bir araya getirildi ve ortaya büyük bir söyleşi külliyatı çıktı. Porte Söyleşileri de işte bu külliyatın müstesna parçalarından sadece biri. Bu kitapta, Rasim Özdenören’in, ..

Bu çalışma, daha önce yine İz Yayıncılık tarafından yayımlanan Kadın Olmak: İslâm, Gelenek, Modernlik ve Ötesi isimli kitabın tamamlayıcı parçasıdır. Kimi çevreler tarafından geleneğin gelişme önünde engel olarak görüldüğü, değer yargılarının baştan aşağıya yozlaşmaya maruz kaldığı ve kimlik siyaset..

Felsefe yaşama dair temel meseleler hakkında sorular sorarken, din çoğu zaman aynı meselelerde cevaplar sunar. Bununla birlikte, yeryüzünde tek bir din olmadığı için cevapta ve mesajda farklılıklar meydana gelir. Dini anlayışlar ve felsefi mülahazalar arasında kesişen alanda karmaşık, derin ve kapsa..

XVIII. yüzyıl düşünce dünyasında etkili olan İngiliz politikacı ve filozof [Anthony Ashley Cooper] Shaftesbury, fikirleriyle İngiltere ve Avrupa ahlak ve estetik felsefesinde yeni ufuklar açmıştır. Alman filozof J. Gottfried Herder’in “insanlığın virtüözü” olarak tanımladığı filozof, entelektüel dün..

İnsanlığın ahlaki, siyasi ve iktisadi bir çıkmaza girdiği bu dönemde, erdemli bir aydına düşen görev, sorumluluk bilinciyle yeni ufukları aramaya koyulmaktır. Elinizdeki manifesto, yazarın bu bilinçle çağımızın insanını zihinsel bir hicrete, her şeyi, hatta kendisini bile inşa etmeye davet ettiği bi..

“Bereketzâde Kitaplığı”nın ikinci eseri olarak Metâlib-i Âliye’yi neşrediyoruz:Bu kitap düşünce tarihinin “en büyük sorusu” olan ‘Tanrı var mı?’ sorusunu, Türkçede doğrudan kendisine konu edinen en erken tarihli metinlerden. Eser, tek taraflı bir savunu olmanın ötesinde, karşı argümanları da dikkate..

Üstkurmaca tekniği –tekil örnekler düzeyinde kalsa da– Türk romanının ortaya çıkma evresinden itibaren kullanılmıştır. Oğuz Atay’la birlikte tekniğe daha bilinçli şekilde yaklaşıldığı, 1980-2000 aralığında ise üstkurmacaların farklı alt kategorilerde incelenebilecek kadar çeşitlenerek Türk romanının..

Biz bu doğanın neresinde yer alıyoruz? Doğa bizim hayatımızın hangi tarafında kalıyor? İnsan, bu dünyaya geldiğinde ağacın ağaçlığına, güneşin güneşliğine, suyun su oluşuna alışkın bir tavırla bakmaya başlar. Fakat doğa bu alışkanlığın ötesinde var olan, varlığıyla insan yaşamına mana katan bambaşka..