“Her açıdan olağanüstü... Shepard bu derlemesiyle en saf haliyle bir hikâye anlatıcısına dönüşüyor.”The New York Times Book ReviewModern Amerikan edebiyatının önde gelen isimlerinden Sam Shepard, Büyük Cennet Düşü’nde yer alan on yedi öyküde bize gerçekle hayalin birbirine karıştığı, kimi zaman ayır..
Karahindiba çayırlarının, kızılçanak çalılarının arasında huzur içinde yaşayan genç salyangozlardan biri “Neden bu kadar yavaşız?” diye soruyor. Kaplumbağalar, köstebekler, baykuşlar biliyor mu acaba bu sorunun cevabını?Doğayla uyum içinde yaşamayı sezdiren Sepulveda’nın bu masalında, genç ve merakl..
Dünyayı Edgar Degas’nın gözünden görün ve kendi sanat eserlerinizi yaratmak için esinlenin! En sevdiğiniz sanatçıların çizimlerini, resimlerini veya heykellerini yaparken tam olarak neye baktığını hiç merak ettiniz mi? Metropolitan Sanat Müzesi işbirliğiyle hazırlanan bu kitapta Fransız ressam ve h..
12 Haziran 1915’te, Nevşehir’in tek çerçisi Boğos öldürülür. Miralay Ziya Bey, Boğos’un sakladığına inandığı tabutu bulmak için gözünü karartmıştır: O güne dek komşu olan Ermeniler, Türkler, Rumlar arasında sezilen tedirginlik, yerini büyük bir korkuya bırakmıştır artık. Doğdukları topraklardan sürü..
“Biz topu yuvarlayanlarız.Ve kendimiz o yuvarlanan topuz.Ama aynı zamanda o yuvarlanan topla devrilen lobutlarız.Ağır topların üzerinde gürüldediği saha da kalbimiz.”Geleceğini sanatla ve edebiyatla şekillendirmeyi beklerken kendini acımasız bir savaşın ortasında, şiddetli kar fırtınalarıyla sarsıla..
Yaşadıklarımızdan bir tutam, başkalarının yaşadıklarından bir dilim ve hiç yaşanmamışlardan da göz kararı…Bir rüyanın verdiği ilhamla, bir define bulma ihtimaliyle evinin salonuna kuyu kazmak, kardeşinin intiharını “konu komşuya rezil olmamak” için engellemek, bir gül ağacına bütün dileklerini fısıl..
“Bina girişlerinin kemerlerinin üzerinde, reklam sütunlarının boş kalmış yerlerinde, pisuarlarda “Feda” yazılıydı. Feda, feda, feda. Kendinizi feda edin! Daha fazla esirgemeyin kendinizi!Hediye olun, harcanın, kurban olun!”Hitler’in iktidarı ele geçirmesinin arifesinde Almanya. Dönemi yaşayanlara hâ..
“İyi bir hayat hikâyesi yazmak, bir hayat yaşamak kadar zordur.”Oğuz Atay“Ben Buradayım…” edebiyat araştırmacısı Yıldız Ecevit’in Türk edebiyatının kült yazarlarından Oğuz Atay’ın biyografik ve kurmaca dünyasını kaleme aldığı eseridir. Oğuz Atay’ın yaşamı ve edebiyat yolculuğu ilk kez kitaplaşırken,..
“Yaşanmamış hayatımı arıyorum, yaşanmış hayatımın külleri arasında.”Dışlanmış insanların yaşam mücadelelerine, yalnızlıklarına, buhranlarına dokunan öykülerden oluşan Meyaser’in Uçuşu, ödüllü yazar Yavuz Ekinci’nin gelecekteki eserlerinin işaretlerini taşıyan ilk öykü kitabı. Ekinci, karanlık gerçek..
"Serçeler kondu fincanların kenarına. Gagasında mektuplar, dilinde haberlerle geliyorlardı. Ne iyi. Tırnağının ucuyla sayıları gösterdi. Üçler, beşler, yediler… Bak işte şurada, görmüyor musun? Yakın zamanda, dedi, tez vakitte. Gözlerini kapattı, dudaklarını fısır fısır kıpırdattı."Yerle göğün arası..
Yazılarındaki ödünsüz tavrıyla Türk medyasının en "korsan" kalemlerinden biri olan Ahmet Tulgar, bu kitabında bir araya getirdiği yazılarıyla bir kez daha Türkiye'nin gündemini ele alıyor. Bu toprakların sorunlarına güncel politikanın gelip geçiciliğiyle değil, geniş bir bilgi birikiminin aydınlık b..
“Saygı duyulan bir devlet adamı ve yetenekli bir diplomat olan Said Halim, her şeyden önce etkili bir düşünürdü. II. Meşrutiyet dönemi boyunca (1908-1920) İslamcı ekolün en sözünü sakınmayan temsilcisi oldu. İslamcı ekolün içindeki konumu modernist-reformcu olarak tanımlanabilir: Modernistti, çünkü ..
Çağdaş edebiyatımızın en özgün temsilcilerinden biri olan Altay Öktem, Sonsuz Sıkıntı adlı bu kitabıyla okurlarını bir kez daha sıradışı bir yolculuğa davet ediyor. Anlık kırılmaların açtığı derin yarıkları, açılmış derin yarıkların üstüne süregiden sıradanlığın şaşırtıcılığını bulacağınız bu öyküle..
Çıkarları için ruhunu satmaya hazır, alıcı gözleyen müptezeller. Küçük yaşamlardaki kifayetsiz kurnazlıklar.Ne kadar saklanmaya çalışılsa da, eviçlerinden oluk oluk dışarıya taşan kötü kokular. Şehrin aymazlığı, yürek burkan kara(n)lığı. Ve sonunda içselleşen kötülük. Fazladan Bir Hayat'ta, Metin Ce..
Hamişe Ana, kendisini tel örgülere atıp nasıl dabağırmıştı o gün... Suriye'nin bir köyü az ötesinde kıpır kıpırdı...Öksürülse duyulabilecek bir uzaklıktaydı kalabalık...Kalabalık ince uzundu... Kalabalığın taşıdığı tabut,Hamişe Ana'nın özbeöz oğlunun tabutu değil miydi sanki?..Askerler nasıl da önün..
Bu küçük kitapta yer alan Doğu, Batı, Doğulu, Batılı tarzı tüm ifadeleri nüanslı bir şekilde, biraz ihtiyatla, eleştirel bir bakış açısıyla ele almak gerekir, çünkü buradaki ana tez bunlar ve bunlara benzer tanımlamaların ilk bakışta nötr gözükmekle birlikte aslında nötr olmayan, üzerine doğru-yanlı..
En fazla ölürsün sadece Altı üstü bir ömür işte Bir gün elbet bitecek ...Yuvarlanan bir taş bile İz bırakıyor geçtiği yerden Belki sana da sorarlar Sen ne izi bıraktın Şu yaşayıp geçtiğin Kısacık hayatta diye... Belki sorarlarsa diye Bir gün Bir mavi bırak kenara bir yere Sarının yanında parlas..
Bir baba ağlıyor zindanda...Elleri parmaklıklarÇaresizce ve zavallılık içinde... Onun yaşadığından bile bihaber.Artık öldüğünü kabullenircesineKızları da ağlıyorDışarılarda bir yerlerdeBabalarının kederiyle...Bir baba ağlıyor zindanda...Hem de Uçsuz bucaksız bir denizinEn uç noktasındaki bir adada U..
Her şeye dair hasret çekmekOnlar için Nefes alıp vermek kadar sıradanVe kaderlerinin en kabullenilmişEn alışılmış parçası idi...Geçmişe dair özledikleri ne varsaOnlarda olmayan Oralarda olamayanUlaşamadıklarına Of çeke çekeHasret çekmekti onlarınki...Hele ki bir kadın teni Ulaşılmazların en büyüğ..
İngiltere'nin Kent eyaletindeki bir tarlada, bir grup çilek toplayıcısı, kaldıkları iki karavanın etrafında ekipten birinin doğum gününü kutlamaya hazırlanır. Ama bu günlerde ingiltere'nin çileklerini kimler toplamaktadır?..Gerçek aşkı romantik bir İngiliz centilmeninin kollarında bulmak umuduyla sa..
Eğlenceli ancak bir o kadar da trajik olan bu kitapta Joyce Carol Oates, efsanevi Amerikan yazarlarının son günlerini hayal ediyor. Öyle ki Edgar Allan Poe, çalıştığı deniz fenerinde ortaya çıkan tuhaf yaratıkların karşısında deliriyor. Emily Dickinson, New York'lu bir çift tarafından satın alınan b..
Farklı kadınların sıradan bayatları ve sıradan kadınların farklı bayatları... Hayatın içinden 21 kadının portresi... Osmanlı'dan günümüze... Bir adamın ve bir çocuğun gözünden...Özen Yula'nın kaleminden ve ince gözlemlerinden okuduğunuzda ber gün gördüğünüz bu kadınları yeniden tanıyacaksınız. Onlar..
Daha önce yayınevimizden Kardeşimin Bekçisi adlı incelemesi yayınlanan Zeynep Ergun Erkeğin Yittiği Yerde ile bu kez de Türk edebiyatına dönüyor yüzünü. Çağdaş edebiyatımızın üç önemli yazarı Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar ve Elif Şafak'ın çok tartışma yaratmış kitapları, Kar, Amat ve Baba ile Piç'te..
Ve Palyaçolarla Gözyaşları ise Simmel'in Soğuk Savaş dönemiyle ilgili olarak yazdığı en etkileyici kitaplarından biri. İki süper gücün dünyanın kaderi üzerine oyun oynarcasına giriştikleri hesaplaşmalar, inatlaşmalar ve yarışların, aslında her şeyin temeli olan insan yaşamını nasıl da hiçe saydığını..
Türkiye'de saatler durdu. Haber 'Canlı'lı yayın' sayesinde bütün ülkeye hızla yayıldı. Hem de Bozcaada'daki saatsiz pansiyona kadar. Saatsiz pansiyon, ilk defa bu kadar huzursuzdu…İlk kitabı 'Zamanya' ile haklı bir okur kitlesi edinen Yiğit Kulabaş, ikinci romanı 'Saasiz Ülke'de 'zaman'la olan ilişk..
Nisan 1945'te, Berlin'de çekilmiş gizemli bir film. Filmin peşinde bir porno koleksiyoncusu, bir senatör, antrepodan bozma kalesinde yaşayan bir pis işler prensi, eski bir CIA ajanı, mafya ve Radial Matrix...Radial Matrix, dışarıdan bakıldığında saygın görünen, oysa amaçlarına ulaşmak uğruna teröriz..
Azınlıklar Savaş ve yokluk yılları Sömürgeci İngilizlerin Hitlilere çektirdiği çileler dram töre gerçeği göçler ve Pakistan'ın kuruluşu...Hindistan'ın özgürlüğüne, Pakistan'ın kuruluşuna giden dönemin içler acısı portresini, okurların hayal gücünü de beraberine alarak çizen Yorgun Nesiller, ezilmiş ..
Mehmet Saraç, Canlarına Değsin adlı kitabında, Doğu'nun kehribar sarısı, kadim şehri Urfa'da geçen çocukluğunun ve ilk gençliğinin izlerinden yürütüyor okuru.Urfalılar için "yemek yemenin" apayrı bir karşılığı var yaşamda. Doğum yemekle kutlanıyor, ölümün ardından yemekle yas tutuluyor. Bazen sıra g..
"Dünyanın dört bir tarafından gelmiş şairler, yazarlar, dostlar ellerine birer meşale alıp Nâzımın naaşı etrafında dönüyor, sonra meşaleyi bir başkasına teslim ediyorlardı. Bu saygı duruşu aynı zamanda güzel bir vedalaşmaydı. Bu duruşu ben büyük bir gururla yaptım. Elimde meşale Nâzımın etrafında dö..
"Ortada iki cinayet: Buse ve öldürülen yaşlı komşu kadın; bir şantaj çetesi, adı bile duyanı ürperten Süreyya Eronat, sansürcü gazeteciler, kendilerince gizlemelerine gerek olan ilişkiler yaşamış bir dolu iyi-kötü ünlü adam vardı. Hepsinin üstünde, gözümü korkutma konusunda elinden geleni yapan Sofy..
Mıvvel, polisiye örgüsü olan, Ankara'dan Antakya'ya, Suriye'den İstanbul'a uzanan politik bir roman. Bedi Gümüşlü'ye 2010 Everest İlk Roman Ödülü'nü kazandıran Mıvvel, öğretim görevlisi Nebil'in kimliği belirsiz bir kişi tarafından Ankara'da öldürülmesiyle başlıyor. Bir yandan Nebil'in geçliğindeki ..
"Başlangıcın hâlâ içindeyiz... Başlangıç çok eskilerde olup bitmiş bir şey olarak gerimizde değil, daha önümüzde duruyor..."-HeideggerMilenyumdan psikanalize, kuantum kuramından kaçıklık kuramına kadar bir dizi temayı işleyen Postmodern Hesaplaşmalar serisi, her biri çağdaş düşüncenin keskin ucunda ..
Yılmaz Güney'in tutsaklık mekânlarından birisi de, Marmara Denizi adalarından İmralı'ydı. Toptaşı Cezaevi'nden bir gece yarısı apar topar alınıp, Sağmacılar Cezaevi'ne götürülmüş, bir süre bu cezaevinin revirinde bekletilmişti. Oradan gönderilmek istendiği kimi cezaevleri, "isyan çıkarır" korkusuyla..
Türk toplumunda kadının yeri ve konumu, gerek siyasi koşulların, dini unsurların, gerekse sosyal ve kültürel faktörlerin etkisiyle yüzyıllar boyunca değişime uğramıştır. Kuşkusuz bu değişim edebiyata da yansır. Türk toplumunun geçirdiği sosyo-kültürel değişimi anlamak için Türk edebiyatının çeşitli ..
Günümüz Türk denemeciliğinin en önemli isimlerinden biri olan Yaşar Çabuklu, Uzam ve Kötülük adıyla derlediği bu denemelerinde tekinsizliğin izini sürüyor. Gündelik hayatımızın korunaklı duvarlarının arasında yarattığımız ve kendimizi içine kapattığımız bir tekinsizlik bu.Özellikle modernlik ve sonr..
Ayşe Kulin Yarın Yok romanında, her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubuyla bizi bu kez bambaşka bir zamana götürüyor. Günümüzden yüzlerce yıl sonra, Dünya’dayız. Aradan geçen zamanda gezegenimiz bütün doğal kaynaklarını tüketmiş, takvimi sıfırlayan felaket bir savaş yaşamış, hayatta kalan bir av..