Yıllardır gazete yazılarını, söyleşilerini çeşitli yayın organlarında ödünsüzce sürdüren Ahmet Tulgar'ın hemen hepsi Akşam gazetesinde yayımlanan "korsan" yazıları "Ne Olmuş Yani?" adıyla bir kez daha okurla buluşuyor. Bu yazıların "korsan" namını taşımasının nedeni, her zaman medyanın geçerli kural..
“Deniz merak edendi.Merak edince adı değişti, körfez oldu.”Simlâ Sunay, ilk öykülerini bir araya getiren İçbahçe’de, mekânın içindeki insandan insanın içindeki biricik mekânlara uzanıyor: Bir lojmanın grisine, bir otobüs durağına ya da bitmeyen bir yasa sıkışıp kalmış kadın kahramanlar, aynı özlemle..
“Cevize, masala ve ata ant olsun ki, Ba’nın Amar Dağı’na kaçmasıyla başlayan masalım, günün birinde Amar Dağı’ndan koşarak köye gelen adamla bitti.”Evvel zaman içinde ölümden kaçan iki âşığın sevgisiyle yeşeren Cevizler Vadisi, şimdi kurduyla kuşuyla, çiçeğiyle ağacıyla, genciyle yaşlısıyla bir fela..
panta rei sevgilim,her şey akar dünya rüzgârlı bir kitapsayfalar, hevesler, çarşılar akarırmağa özenir söz; kavis ve girdapyeryüzü anılardırişte, bir sıradağ eğilip bakar dayollar dillenirgün yanığı düşler, tirşe efsaneler akarÜrün Adı: Ateşin BeyazÜrün Kodu: 9786051419404Yazar: Aydın Afacan Basım Y..
“...köyler gördüm yakılıp yıkılmış... boştu!.. evler gördüm bir taşına bile dokunulmamış... boştu! (...) köyler gördüm vadilerde, yeşilliklerin içinde, dersin cennetten bir köşe... boştu! köyler gördüm sarp kayalara tutunmuş kartal yuvası... boştu! (...) köyler gördüm, kör oldum... karanlıktı, karan..
Okuma edimini katladıkça, bu kitapta örnek olarak kullanılan yazarın sanatçı özellikleri daha da su yüzüne çıktı; onun bir biçim ustası olduğu yolundaki görüşüm pekişti.Edebiyat araştırmacısı Yıldız Ecevit, Orhan Pamuk’u Okumak adlı incelemesinde her romanında kafa karıştırıcı biçim denemeleri yapan..
Norah Lange, Arjantin edebiyat sahnesinin, özellikle 1920 ve 1930’lu yılların avangard Buenos Aires grubunun ünlü bir üyesiydi. Aynı zamanda kuzeni olan Jorge Luis Borges, Pablo Neruda ve Federico García Lorca gibi yazarlarla arkadaşlık kurdu. Şiir, roman, anı ve kurmaca dışı eserler üretti. 1958’de..
Kökü kesik bir ağaç gibi ayakta kuruyan ve buna rağmen yaşadığını zanneden milletlerin uyuşuk ruhlarını en ziyade kadınların istikbale kol bağlayıp bekleyişinde aramalı. İzmirli yazar Rebia Arif’in kitaplaşan tek romanı Kadın Tipleri (1935), Cumhuriyet’in ilk zamanlarında İstanbul’da işe başlayıp İz..
1988 yılında Abbey Yolu’nda Saul Adler’e bir otomobil çarpar. Adler düştüğü yerden kalkar, kız arkadaşı Jennifer Moreau’nun çektiği fotoğraf için poz verir. Adler zamana atılmış bir çentik olan bu fotoğrafı Doğu Almanya Cumhuriyeti’ne götürür. Ama geçmişin hayaletleri peşinde, henüz var olmayan bir ..
“İçimizdeki sesi böyle kaybediyoruz işte. Duyup duymazlıktan gelince bir dahakine alçalıyor desibeli. Sonra zaten duyan kalmayınca ses de kendiliğinden bir ölüm uykusuna yatıyor.”Hepsi birbirinden farklı ama derinlerde birbirine bağlı toplam yedi öykü, tam yedi yalan, yedi yüzleşme. Kendi bedeninde..
Ressamın İsyanı, 16. yüzyıl resmine yeni bir yön vererek sanat tarihine damgasını vuran Caravaggio’dan yola çıkan bir arayış ve aşk hikâyesi. Romanın ana karakteri, “Azize Lucia’nın Gömülüşü” resmiyle büyülenir ve kendini Caravaggio’nun hayat hikâyesine kaptırır; ülke ülke, tablo tablo gezerek yan..
Gökkuşağına İki Bilet’te Attilâ Şenkon 70’li yılların darbelerle, siyasi çıkmazlarla örülü tekinsiz ortamında çocukluktan yetişkinliğe geçişe; hayatın peşine birlikte düşen bir baba ile oğlun hikâyesine bakıyor. Böylece gündüzdüşleriyle gerçeklerin, kalp kırıklıklarıyla heyecanların, aşklarla dostlu..
20.yüzyıl İtalyan edebiyatının en güçlü isimlerinden Antonio Tabucchi, Isabel İçin Bir Mandala’da okurunu bir arayışın dolambaçlı hikâyesine taşıyor. Şair Tadeus diktatörlük döneminde sırra kadem basan sevdiği kadının başına gelenleri anlamak için yollara düşer. Eşmerkezli dokuz çemberden oluşan bir..
20 yüzyıl İtalyan edebiyatının en önde gelen isimlerinden Antonio Tabucchi’nin 1984 yılında yayımlanan kısa romanı Hint Gece Müziği, okurunu Hindistan’ın dolambaçlı coğrafyasında bir arayışın öyküsüne ortak ediyor. Mumbai’nin lüks otellerinde başlayan macera, doğu kıyılarındaki sefil pansiyonlarda, ..
20.yüzyıl İtalyan edebiyatının en güçlü isimlerinden Antonio Tabucchi, polisiye roman havasındaki Ufuk Çizgisi’nde okurunu yosun kokulu puslu rıhtımlara ve köhne mahallelere taşıyor. Hastabakıcı Spino’nun macerası, çalıştığı morga kimliği belirsiz bir delikanlının cesedinin getirilmesiyle başlar. Sp..
“Kim seçti bu yüzü bana?”Yıllardır Paris’te yaşayan, orta yaşın eşiğindeki bir kadın genç bir adama tutulur ve bu aşka, hayal kırıklıklarıyla dolu bir geçmişin telafisi gibi sarılır. Fakat bu, tazeliği kutsayan bir dünyayı anlamak için büyük bir mücadeleye girişmek de demektir. Bir kadının benliğind..
Erkeklerin ve çocukların canına kasteden bir lanetin gölgesinde, sadece kadınların hayatta kaldığı bir köyde, mucizevi bir şekilde yaşama tutunan iki çocuğun hikâyesi bu: Yedi yaşındaki ikizler Bayram ve Seyran, anneleri Zêre’nin bir teyp ve kasetlerle yarattığı ritüellerle Tabaa’nın lanetine direni..
“Neden bu hallere düştük biz Fatma?” Düşünme molası almadan yanıt verdi, “Çünkü çok yalan söyledik.” Kutsal yalanlar, kuyruklu yalanlar, bazen bilinçli, bazen de masum yalanlar, far¬kına vardıklarımız, varmadıklarımız, toplumsal sonucu olanlar, olmayanlar, her durumda çok yalan. Başımla onayladım, f..
Attilâ Şenkon’un aldatma, aldatılma ve aldanma ekseninde kurguladığı öyküleri barındıran Ten Yükü, Bıyık İzi Yalanları ve Sustum Duydun mu? adlı üç kitabı Aykırı Üçgenler adı altında bir araya geliyor. Bu kitapların ortak paydasında, kırılma noktalarının ardından hayatları bambaşka yönlere giden ins..
“Ben İstanbul’dan döndükten sonra şu mahud ‘Barem Kanunu’nu Ankara’da yeni çıkmaya başlayan Başkent adlı bir dergide tefrika ettim. Ama on beş yirmi tefrika sürdü, sonra şimdi burada anlatması çok uzun ihtilaflar yüzünden kesmeye mecbur oldum. Yalnız sana şunu söyleyeyim: Romanım çok istediğim gibi ..
bakışı üstüme sinmiş, leylak açtı bütün günbildiğim dilleri unuttum, rüyaları daşehir, nasıl aydınlık öylekaçamak bir gökyüzü her nasılsa bulutlar edinmiş kendinedünyayı temize çeken bir güneşdefterde ateş yenisi sözcükler, üstüm başım bahar bütün çağları gezdim eflatun bir rüya içindeÜrün Adı: Düny..
Panayır (1960) ile başlayan edebiyat yolculuğunda yarım yüzyılı geride bırakan 50 Kuşağı’nın usta kalemi Adnan Özyalçıner’den bir başucu kitabı, değerli bir külliyat... Büyük kentlere sıkışmış “küçük insanlar”ın öyküleriyle insanlık macerasının özüne dokunan Özyalçıner, bireyin, toplumun ve emek dün..
Mardin’de, nedeni bilinmeyen bir yangında Gazeteci Defne Kaman, yanında bir çocukla kaybolur. Onu aramak için Mardin’e gelen Umay Ninesi ve dostları, Defne Kaman’ın öksüz sığınmacı çocuklara öğretmenlik yaptığı için bir süredir tehdit edildiğini öğrenirler. Sınır Tanımayan Doktorlar, Sınır Tanımayan..
20. yüzyıl İtalyan edebiyatında dilde deneyselliğe açık, dışavurumcu bir yazar olarak öne çıkan Giorgio Manganelli, Tirana Övgü’de sözü, yazmaktaki tek amacı “para kazanmak” olan Soytarı’ya veriyor. Yazarın daha önceki eserlerinde de kendini gösteren Soytarı, bu sefer romanın başından sonuna kadar ..
Giorgio Manganelli’nin 1990’daki ölümünden hemen önce tamamladığı bu son romanı, Platon ve Jung kesişimi bir metinle, ne günah işlediğini bilmeyen bir adamın peşinden “girmesi zor, çıkması imkansız” bir yer olarak betimlenmiş bir bataklığa taşıyor okuru. “Son Bataklık” olarak anılan bu “çamur diyarı..
Aile... bir kapalı kutu. En küçük bağımsız cumhuriyet; kendi yasaları, âdetleri, neşeleri ve sırları olan...Smart ailesinin 2003 yaz tatiliyle başlayan Rastlantısal, tatil bitip de kente dönmelerine ve yeni yıla uzanan bir süreci kapsıyor. Ailenin Norfolk'taki sıkıcı tatili, Amber adındaki baştan çı..
Ailesinden gelen bir alışkanlıkla çocukluğundan bu yana yolculuk düşüncesine yatkın olan Sezer Duru, iş nedeniyle çıkması gereken yolculukları da kısa zaman içinde keyifli yaşantılara dönüştürerek gezdiği gördüğü yerlere ait pek çok şey biriktirmeye başlamış. Beyaz Gecelere Doğru, işte bu birikimler..
AşkDokunursa eğer yüreğinizeGeçerken yanınızdanBir düş gibiAlevlenir sevdalarEller kenetlenir birbirineGözlerIşık ışık tutuşurErir birbirnde tenNehirlerDenizlere kavuşur…“En gerçekçi toplumsal şiirlerinden, en duygusal şiirlerine kadar kendine özgü bir şiir çizgisini sürdürüyor ve daha güçlü şiirler..
Toplu Yazıların I. bölümünü Kozmopoetika (2001: YKY), II. bölümünü Poeturka (1995: Adam) oluşturuyor. Bu iki bölüm daha önceki kitaplardan gelse de, ilk kez yayımlanan yeni metinlerle kapsamları genişletildi.Kitapların adındaki 'poeturka' ve 'kozmopoetika' sözcükleri, birer başlık olmanın ötesinde o..
Anıları, tatlarıyla gerçek bir İstanbul yazarı olan İlhan Eksen, İstanbul Sende Kalsın isimli romanıyla 1960'lı yıllara uzanarak bizi Beyoğlu'nun caddelerinde, sokaklarında kimisi günümüze dek direnmiş, kimisi yok olup gitmiş mekânlarında süren arkadaşlıkların ve aşkların ardı sıra, o günün çokkültü..
"Modernliğin nezaketine ve katı görgü kurallarına utanmak ve duyguları bastırmak eşlik ediyordu. Postmodernlik ise bireylere utanmadan, arzularını bastırmadan, sınır tanımadan tüketmeyi vazediyordu."Çağdaş denemeciliğimizin en önemli isimlerinden biri olan Yaşar Çabuklu, yaşadığımız toplumun kurgula..
Lousiana 1828. Sıcak bir yaz. Kölelik en hararetli dönemini yaşıyor. İsyanlar had safhada. İşkenceler sürüyor... Tüm bunların ortasında, zengin bir çiftlik sahibinin karısı, Manon. Kocasından nefret ediyor. Hizmetçisi Sarah’dan da öyle. Sarah’nın kocasından olma çocuklarını görmeye dayanamıyor. Mano..
İlk kitabı Kayıp Yalnızlık Ormanı'yla çağdaş Türk öykücülüğüne yeni bir soluk getiren Özlem Narin Yılmaz, ikinci kitabı Kızböceği'yle okurların karşısında. Kelimeleri, ipe inci dizer gibi özenle yan yana getiren, bir nakkaş ustalığıyla onları kâğıda nakşeden Yılmaz, Kızböceği ile ilk kitabında yakal..
"1968 gibi bir yıl hiç gelmedi ve muhtemeldir ki bir daha hiç gelmeyecek. Ulusların ve kültürlerin hâlâ ayrı ve birbirlerinden çok farklı olduğu bir dönemde dünyanın dört bir yanından asi ruhlar bir anda alevlendi. Başka devrim yılları da olmuştu. 1848 böyle yıllardandı, ama 1968'le kıyaslandığında ..
Bilimkurgu edebiyatının öncülerinden sayılan, dünya dillerine robot sözcüğünü ekleyen Karel Çapek’in başyapıtı sayılan Semenderlerle Savaş, yazıldığı 1936 yılından bu yana sözünü hiç eskitmemiş bir roman. Yükselen Nazizm’in ayak seslerinin gölgesinde yazılmış olan Semenderlerle Savaş, insan ırkının ..
"Gerçek bir katille karşılaş mıydı hiç? 'Teksas'ta ya da Marsilya da karşınıza çıkabilirler... a, evet,' demişti soğukkanlı bir tavırla. Günah neydi? 'Günah, insanın günah dediği şeydir,' cevabını vermişti. Cinayetin dehşetini tahayyül edebiliyor muydu? 'Kötülüğü, evet...' Kötülük ona ne ifade ediyo..