“Dedi ki götür beni aya aya aya,” radyo son ses çalıyor, araba süratini artırıyordu. Radyo Kafa direksiyonu sıkı sıkı tutarken, Bayan Dudak avucundaki taşı hiç bırakmadı. Araba o kadar hızlanmıştı ki etrafa baktıklarında görebildikleri tek şey renk cümbüşü oldu. Görüntüler birbirine karışmış, arabay..
Hemşire deskinin tam karşısındaki odamıza sertçe daldım. Cezam neyse razıyım, asacaksanız asın, kesecekseniz kesin, her ne halt olacaksa olsun artık demekti bu. Ah aptal, yediği nanenin farkında olan insan ezikliğiyle girsene içeriye. Çocukluğumdan beri annemin, haritamı çıkarır gibi detaycı ve ters..
Bosna’daki bazı askerler ve köylülerin bizzat tanıklık edip bize anlattığına göre bazı Avrupalı yabancılar, helikopterlerle Bosna kırsalına geliyordu. Gelişmiş silahlarla helikopterden inerek orada günlerce pusuya yatıyorlardı. Bunu gören herkes korkuya kapılmıştı. Zira bu yabancılar, insanların köy..
Gecenin ortasında bir ayak sesi. Gündüz olsa sadece bir ayak sesi ama gecenin tam ortasında olunca çok farklı anlamlara ve çağrışımlara açık bir tıkırtı bu. Topuğun yere her değişindeki ürperti, bir yatakta bağlı kalmışım da elim kolum hareket etmez bir hâldeyken tepemden tam alnımın ortasına düşen ..
Ay, hâlâ bütün cömertliğiyle yolumu aydınlatıyor. Ve sonra nefesimin kesildiğini hissediyorum heyecandan. Çünkü orada, işte tam karşımda! Ürkütmemeye çalışarak El’e yaklaşıyorum. Bir tül gibi salınıyor rüzgârda. Üzerinde kimliğini belli edecek tek bir iz yok. Duaya açılmış gibi göğe bakıyor. Neden s..
Uzun bir müddet görmedim onu. Mevsimleri devirdim. Şehirlerde deliler aradım. Hakkında düşünmeyi bırakmıştım. Çünkü Mustafalar karışmıştı zihnimde. Sonra bir ağacın altında rastladım ona, değneğini yanına uzatmış, ayaklarını güneşe vermiş, benleriyle uyumaktaydı. Dünyada en aptalca şey akıllı olmak,..
Beni oraya getiren güç umurumda değildi. Yok olup gittikten sonra ardımdan yaşanacaklar beni hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Bir okul, bir kütüphane, bir tiyatro salonu, hayaleti olmadan da ayakta kalabilirdi elbette. Ama bir hastane bensiz ne yapacaktı! Hayır, hayır. Kendimi vazgeçilmez bulmuyordum, ..
Türk öykücülüğü üzerine her yönüyle öykünün izini, öykü tarihini, kaynaklarını takip etmek isteyenler için hazırlanmış en kapsamlı çalışmalardan biri elinizde. Uzun yıllar yayımladığı dergiler, yönettiği yayınevi ve bizzat eserleriyle edebiyat, özelde de Türk öykü dünyasının içinde bulunuyor oluşuyl..
“Nihayet buldun beni! Hadi yap yapacağını,” dedim, biraz da sesimi yükselterek. “Ama şimdi yaz değil ki!” Bu söz ağzımdan öylesine çıkmıştı. Şaşırdı. Ben de şaşırdım. Sesimi duyan birileri var mıdır acaba, diye de yan gözle etrafı kesiyordum. “Bu senin işin değil. Biliyorsun ki… Bilmen gerekir, Kom..
Ben ülkesi hoş geldinizbuyurun hangi suretimden girersinizpasaportlar geçersiz bir tebessümünüz yetersiz güldükçe açılır bütün kapılarımişte savunmasızım geri çevirmem oklarınızıÜrün Adı: Ben ÜlkesiÜrün Kodu: 9786258062618Yazar: Nurten YalçınBasım Yılı: 2023Kapak Türü: Karton KapakSayfa Sayısı: 76Ka..
Belli ki taşlarında sonsuz merhametin ve adaletinDevletli sesi varBelli ki boşluğunu dolduran ışıktan sözcüklerin bir mucizesiBelli ki müminlerin Rahmânî nefesi derinden hissettiğiVe insanlığın yüreğini test ettiği yer… Gülümseyin ey müminler!Ey kalbinde umuttanVe mutluluktan iz taşıyanlar!Ayasofya ..
Olay dün sabah meydana gelmiş. Daha kimse uyanmadan bizimki mutfakta bir tıkırtı duymuş.Ben olsam kafamı yorgana sokar uyumaya devam ederim ama Defne benden daha cesurdur,kalkıp bakmış neler oluyor diye. Bir de ne görsün. Pırasa almış eline bavulunu kapıdan çıkmaküzereymiş. Hikâyenin bu kısmında ben..
Yaza doğru nasıl olduysa annem ikna olmuştu. İnanmak istemediği gelip dayanmıştı kapısına. İnşaat hemen başladı. Toza toprağa karıştı koca bahçe. Makinelerin homurtusu bir canavar gibi esir aldı sokağı. Doğramalar sökülüyor, çatı kiremitleri toplanıyor, bahçedeki ağaçlar ve asmalar kesiliyor, her ya..
Böylece harekete geçen iki kelime, çıktı odadan. Hiç kimseyi umursamadan yürümeye başladı ofiste. Masaları dolaştı, kâğıtların üzerinde gezindi, parmakların arasında dönen kalemleri bir iki defa da o çevirdi. Bütün katı, gürültüye boğan yazıcıyı susturdu. Hoparlörlerden yükselen cılız müzik seslerin..
Türk şiirinin şüphesiz çok önemli ve değerli iki ismi Sezai Karakoç ve İsmet Özel’dir. Bu iki ismi şiirleri yanında nesirleri de hem Türk şiirine hem Türk edebiyatına hem Türk düşünce dünyasına etki etmiştir. Bu etki, kiminde karşısında olmak kiminde onun gibi olmak şeklinde tezahür eder. Her iki du..
Ali, doğruca Abdullah’ın yanına gitti. Abdullah, kitap okumak için gelenlere kitapları vermek, sonra tekrar teslim almak gibi hizmetleri yürüten; ayrıca odalarda kitap çoğaltan ve tercüme edenlere kitapları bulup çıkarma konusunda yardım eden görevlilerden biriydi. Abdullah onu görünce her zaman ald..
Nisan hayal kurmayı çok seviyor. Çünkü biliyor ki hayaller, çok istersek ve çok çalışırsak bir gün gerçek olur. Nisan’ın canı hiç sıkılmıyor. Hemen bir şeyler yapmaya, yaparken de hayal kurmaya başlıyor. Sonrası mı; Yemek Perisi geliyor, yeşil saçlı Orman Prensesi flüt çalıyor ya da çikolata ve oyun..
Nisan hayal kurmayı çok seviyor. Çünkü biliyor ki hayaller, çok istersek ve çok çalışırsak bir gün gerçek olur. Nisan’ın canı hiç sıkılmıyor. Hemen bir şeyler yapmaya, yaparken de hayal kurmaya başlıyor. Sonrası mı; Yemek Perisi geliyor, yeşil saçlı Orman Prensesi flüt çalıyor ya da çikolata ve oyun..
Nisan hayal kurmayı çok seviyor. Çünkü biliyor ki hayaller, çok istersek ve çok çalışırsak bir gün gerçek olur. Nisan’ın canı hiç sıkılmıyor. Hemen bir şeyler yapmaya, yaparken de hayal kurmaya başlıyor. Sonrası mı; Yemek Perisi geliyor, yeşil saçlı Orman Prensesi flüt çalıyor ya da çikolata ve oyun..
Küçük yerlerde dışarıdan gelen memur kızları pek kıymetlidir. Gençler bir gelincik tarlasının ortasında gördükleri o yabancı çiçeğe bakmak için kırk gelinciği çiğneyip geçtiklerini bilmezler. Elime batan iğnenin geride bıraktığı sızı, kurduğum hayalle arama girinceye kadar gözümü patiskadaki güllerd..
Hayallerimizle ve böceklerimizle yolda futbol oynadığımız bir gündü. Uzaktan siyah lüks bir araba göründü. Üç çift meraklı göz, topu bırakıp arabayı izlemeye koyuldu. Camları film kaplı olduğundan içi görünmüyordu. Adil, “Oolum bu ağabayı tek gözü kapalı bir koğsan kullanıyooduğ,” derken arkasına dö..
Gençlerin en büyük problemi nedir?Herkesin onları problemli görmek gibi bir yaklaşıma sahip olması.Gençler her geçen gün kötüye mi gidiyor?Hiç sanmıyorum. Aksine, gençlik kötülükle mücadele edecek enerjiye sahip olmanın adıdır.Gençlerden neden bilge çıkmıyor?Bilgelik kontenjanı yaşla sınırlı ve bir ..
Susmadığın kadar yaşıyorsundurUyandığın kadar derin uykudanBilmediğin kadar bazı şeyleriKim bilir belki de o son uykundurEvden kovduğun gün endişeleriMeğer herkes genç yazılmış kütüğeHerkesin verilmiş bir sözü varmışYarı yolda kalmış, çıkmış çürüğeAnne ölür biter uyku nöbetiZaman meğer boş beşiği sa..
Demek ki denize çok yakındım. Bunu duyunca daha bir gayretle yüzmeye başladım. Yüzdükçe içim açılıyordu. Irmağın akışı daha da hızlanmıştı. Yüzdüm, yüzdüm, bir de baktım ki karşımda masmavi deniz. Annem benim gibi yeşil miydi yoksa deniz gibi mavi mi? Ne renk olursa olsun onu gördüğüm anda tanıyacağ..
Bu defa arkadan öne doğru bir slogan geldi: “Yort savul! Yort sa-vul!” Demek ki “Vareste” misyonunu tamamlamıştı. Yeni sloganın iki kelimelik olması eylemin verimliliğine işaretti. Kalabalık kendi literatürünü yaratacak kadar birlik olmuştu. Yürüyüş ritmimiz hızlanıyor, ses tonumuz kulağımı çınlatac..
Kaybolan Göstergeler, “yolunu kaybetmiş güneşler” değil, ceketinin astarı içinde güneşi kaybetmiş talihsizler gibidir. Neyi kaybettiğinin farkında olmayan müdekkik kişinin ona erişmesi mümkün değildir. “Göklerin ve yerin nûru” olmadan “zerrelerin, ondan daha küçüklerin ve daha büyüklerin görülmesi” ..
İftar vakti salardı beni mahalleye, hadi uyandır milleti diye. Sobada ekmek olurdu, yetişkin sabrıyla hep onun kazandığı, benimse hep küplere binip sonunda ağladığım “Pişti, pişmedi” oyunu oynardık. Dünya da bir oyun yeri değil mi? Oyalanıyor bir süre, er geç göçüyor gelen. Genç yaşta, kemik erimesi..
Adil ve şerefli biri olabilmek için gösterdiğim onca özveriye rağmen niçin buradaydım? Yoksa daha hayatın ilk adımlarında esir alınmış bir ömür müydü yaşadığımız veya kader diye tarif edilen şeyin gerçekliği mi! Fakat ben kadere inanmam. Akıl ilişkileri ve kendi tercihlerimden ibaret bir hayatı yaşa..
Bir gün inlemesine açtım gözümü. Titriyordu. Çarşafı omuzlarına bıraktığımda burun delikleri açılıp kapandı. Yine aynı şeyi yapıyordu. Dizlerinin üzerine çökmüş, çeşmeye ağzını dayayan birinin iştahıyla havayı kokluyor, sonra kesik kesik, hırıltılı seslerle dışarı bırakıyordu. Çıplakmış, kötü kokula..
Ne hayatla pişti oldum ben ne eküri ne yaşadımfifty fifty kelimelerime karşılık bulamadımüzgünlüğüm ondandır meğer eli sopalı biröğretmenmiş benim acı diye bildiğim meğerbabanın daraltılmış ömrünü giymek oğullarınkaderiŞimdi sana birkaç numara daha büyük bir hayatyani tavsiye etmek istiyorum, ölünce..
Godfather Mitosu, Coppola’nın kuşatıcı bir bakışı hak eden gangster üçlemesini enine boyuna tartışan, bu filmlerdeki göstergeleri titiz bir bakış açısıyla analiz eden, kapsamlı ilk Türkçe çalışmadır. Sinema tarihinin “en iyi bilinen mafya ailesi” Corleone’lerin iç ve dış mücadelelerini, aile kurumun..