Sömürge imparatorluklarının sona ermesi ne getirdi?20. yüzyıl ortalarında, derin değişmeleri arkasında bırakmış olan ve bugünün dünya düzeninin şekillenişinde ve ‘Üçüncü Dünya’da yeni devletlerin oluşumunda büyük payı olmuş olan ‘sömürge imparatorluklarının sona erişi’ne tanık olundu.Bu çalışmada Ra..
"... Bu mahfilde kendimi yabancı hissediyordum. Avrupa üniversitelerinde aldığım tahsilin, bu tür yerlerde geçerliliği ve itibarı yoktu. Bu insanlara ne diyeceğimi, onlarla hangi telden konuşacağımı bilmiyordum. Bana öyle geliyordu ki, üzerimdeki eğreti elbise, renklerin ahenksizliğinden dolayı adet..
Yazılabilme cesaretini göstermiş her yazı bir yolculuktur. Okuyucusunu bir yerden bir yere götürür. Yazarın yazma nedeninin dışında başka menzillere bile ulaşılabilir. Yazılardaki her bağlaç birer köprüdür. Köprüler ne kadar başarılı kurulabilirse o kadar anlaşılabilir metinler çıkar ortaya. Köprüle..
Bu kitap, Ahmed Ateş'in İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi'nde 1953'de yayımladığı "İstanbul'un Fethine Dair Fatih Sultan Mehmed Tarafından Gönderilen Mektuplar ve Bunlara Verilen Cevaplar" başlığını taşıyan yazısı ile Fatih ve İstanbul Dergisi'nde yine 1953'de yayımladığı "Fetihten Az Sonra Bir İs..
Ahmed Midhat Efendi'nin bu eseri kaleme alması Le Siecle ve Le Presse gazeteleri başta olmak üzere Fransız matbuatında Budizm'le ilgili yazıların artmaya başlaması üzerine gerçekleşir. Budizm'e yönelik bu ilgi, ünlü Fransız etnolog Leon de Rosny'nin Sorbon Üniversitesi'nde verdiği derslerle başlar. ..
Sahak Abro (1823-1900) Osmanlı'nın Ermeni aydınlarından biri. Önce Tercüme Odası kâtibi, daha sonra devlet adamı. Daha önemlisi devlet tarafından mükafatlandırılan bir tercüman. Tercümelerinden biri Fransız yazar Ségur'dan Türkçeye aktardığı Kişver-i Derûn yani İçimizdeki Ülke. Bu eser içeriği yanın..
Bu eser, Ferid Kam’ın 1919-20 senesinde Ayasofya Camii kürsüsünden yaptığı konuşmaları bir araya getiriyor.Bu yıllar içinde “Dârü’l-hikmeti’l-İslâmiyye” üyesi olan Üstad, dönemin Şeyhülislâmı tarafından vazifelendirilmiş olarak Ayasofya camiinde, gittikçe yayılan dinsizlik cereyanına karşı halkın di..
Son dönem Osmanlı ve erken dönem Cumhuriyet tarihinin çok yönlü mütefekkirlerinden biri olan Mehmed Ali Aynî (1869-1945), maârif müdürlüğü, muallimlik, idâdî ve sultânî müdürlüğü, istatistik kalemi başkâtipliği, mektupçuluk, mutasarrıflık, valilik, Dârülfünûn müderrisliği gibi çok çeşitli memuriyet ..
Bu eser, Ömer Ferid Kam’ın Allah Resûlüne duyduğu sınırsız hürmet ve aşkın mahsulüdür: Gittikçe ağırlaşan modern bunalımı içinde çırpınan ve kendisine bir kurtuluş kapısı arayan insanoğluna, göremedikleri, bilemedikleri mucizenin, en büyük hidayet güneşi Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin “mukad..
Mevlânâ Celâleddin Rûmî, peygamberlerden sonra insanlık tarihinin en fazla hürmet ve ilgi gören şahsiyetlerinden biridir. Bu haklı hürmet, aslında âlim ve âriflerimizin feyiz kaynağı olan vahyin imkânlarını bize göstermektedir. Kendisi bu durumu; “Ben yaşadığım sürece Kur’an’ın kölesi, Hazreti Muham..
Yazdıklarımda çoğunlukla geçmişten bahsettim, köylerden, şehirlerden ve yollardan. Annemi ve babamı, onları birlikte tanıdığım zamanlarıyla, dostları ve ilgileriyle anlatıyorum. Kendimi yalnızlaştıracak bir dil kullanmıyorum.Yeni kuşaklara hâlâ birer imge ya da metafor olarak gelen pek çok şeyin ben..
Kâtiplikten mutasarrıflığa kadar birçok farklı görevle, hayatının büyük kısmında Osmanlı Devleti hizmetinde bulunmuş bir bürokrat, şair ve edip, hattat, hakkak olan Abdî Efendi’nin kaleme aldığı Nutk-ı Bî Pervâ ile Akl-ı Dânâ Beyninde Muhâvere adlı eserini 1853’de, yani Bosna’da iki buçuk yıldır vaz..
... Balat gezilerimiz bittikten sonra İstanbul’un değişik mekanlarında buluşmalarımız başladı. Benim kendisine şehirle, semtlerle, geçmiş anılarıyla ilgili bazı sorularım da oluyor bunlar bazen bu gezilere sebep teşkil edebiliyordu.İstanbul içindeki gezmelerimizde bazı fotoğraflar çekiyordum. Fakat ..
Çocuklara hitaben kaleme alınan Hazret-i Peygamber ve Zamanı adını taşıyan bu eser Peygamberimizin dünyaya gelişi, çocukluğu, peygamber oluşu, hicreti, savaşları, İslâmiyeti yaymak için verdiği mücadeleleri, Peygamberimizin gerçekleştirdiği uygulamaları bir bütün olarak hem de çocukların anlayabilec..
Sahaf M. Seyyid tarafından yaklaşık 1890’da Farsçadan Türkçeye tercüme edilmiş bir halk hikâyesi olan Hikâye-i Çihâr Dervîş, muhtevası itibariyle medeniyetimize özgü derviş tipini anlatan ilgi çekici anonim bir metindir. Hikâye-i Çihâr Dervîş, çeşitli sebeplerle dünya hayatının dağdağasından uzaklaş..
Din ferdin inanç dünyasını tesbit ve tanzim eder. Din itikattır, ibadettir, ahlaktır. İyi ahlak fertte de cemiyette de taçtır. İnsan dine göre inanır, dine göre davranır, dinine göre yaşar. İlahî nizama inanmayan, fizikî intizamı anlamayan tayınır, yanılır ve şaşar. Adam ferttir, insan cemiyet. Ferd..
Ürün Adı: Yazmak Bana Göre DeğilÜrün Kodu: 9786059268547Yazar: Alim KaramanBasım Yılı: 2016Kapak Türü: Karton KapakSayfa Sayısı: 96Kağıt Cinsi: 2. HamurÇevirmen:..
Yazar ve sairlerimiz ayni zamanda düsünce ve eylem adamlarimizdir. Edebiyatçilarimizin bu özellikleri 19. Yüzyildan sonra daha belirgindir. Namik Kemal, Ziya Pasa, Ahmet Midhat Efendi, Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy, Ziya Gökalp, Yahya Kemal, Necip Fazil Kisakürek, Nazim Hikmet, Kemal Tahir, Seza..
Yasadigi asirda ilmî ve irfanî vasiflari kendinde toplayan büyük âlimlerimizden biri de Imam Nevevî’dir. Eserleri ve örnek kisiligiyle yüzyillardir ümmetin her kesimine etki etmis, müslümalarin sorunlarina yeni bir yaklasimla nebevî çözüm yollari sunmustur. Onun bu anlayisini asirlara tasiyan muhall..
Necip Fazil Kisakürek (1904-1983) aramizdan ayrilali 33 yil oldu. Konu Necip Fazil olunca karsimizda sadece edebi eserleri ve düsünceleri olan bir entelektüel yok. O entelektüel tarafinin yaninda, o zamanki mevcut sisteme yönelttigi elestirilerle ve sistem tarafindan maruz birakildigi davalar, mahke..
Bülbül-Nâme Hikâyesi küçük bir hikâye. Ama kahramanlari büyük. Ask, haset ve adalet. Bülbül hikâye boyunca sadakatle, bir an bile sasmadan aski savunur. Hasetse bir yanilsama, kadere ve varliga olumsuz, kötücül bir müdahale olarak karsimiza çikar. Taraftarlarinin çoklugundan bir müddet hakim olacakm..
"Hem dostuna hem de düsmanina iyilikle davran. Böylelikle dostunun sevgi ve muhabbeti artar, düsmaninin kin ve öfkesi azalir. Hükümdarin ferasetsiz olaninin tavri söyle olur; küçük düsmani ihmal edip ciddiye almadigi halde dostuna öyle dayanak verir ki bir gün gelir düsmanlik yapar. Her nimet için s..
Câhiz’a göre Islâm öncesi dönemde Iranlilar, kültüre ait önemli olaylari ve gelecek nesillere kalmasini arzu ettikleri ögüt içerikli metinleri, unutulmamasi ve kaybolup silinmemesi için taslara ve yüksek yapilara kazimislardir.Müslümanlarin tarihinde ehl-i kitap muamelesi gören fakat sonralari Zerdü..
Yahya Kemal’in 1 Kasim 1958 tarihinde vefatinin hemen akabinde Türk basininin emektarlarindan gazeteci Semsi Kuseyri (1926-1988)’nin sairin yakin dostlariyla görüserek yayinladigi bir hâtirat tefrikasini kitaplastirma girisimi olan bu çalisma Yeni Sabah gazetesinden derlenmistir. Söz konusu tefrika,..
Ask Gölünde Yüzen Canlar / Klasik Ask Hikâyeleri Külliyati, yüzlerce yildir Türk halkinin “gönül dünyasini dile getiren ölmez hikâyeler”in tümünü içeriyor. Külliyat’i olusturan yirmi hikâyeden yalniz birkaçi günümüzde yeniden yayimlanma sansini bulabilmektedir; digerlerinin bir bölümünün son baskila..
Kutuplardaki magaralara tas çikartacak buzul magarasindan çikip, yavas yavas ilerleyen bir beyaz buluta el ettim. ne istedigimi sordu. burada çok üsüdügümü, isinmak için beni sehrâzâd ablanin masal volkanina tasiyip tasiyamayacagini sordum. senin agirligini ve soguklugunu kaldirmam mümkin degil; anc..
XVI. yüzyil mutasavvif sairi ve hattati Abdurrahmân Gubârî, kendisi de sair olan, ilim ve edebiyati seven, âlim ve sairleri destekleyen Kanuni zamaninin ünlü sairlerindendir.Yeni Hisar’da hapis bulundugu esnada yazmaya basladigi Sebistân-i Hayâl'i bir yil sonra Mekke’de tamamlamistir. Tasavvufî remi..
Modern Türk Hikâyesi hikâyemizin gelisim seyrini, yönelimlerini tematik ve karsilastirmali okumalarla arastiriyor. Kitap üç ana bölümden meydana gelmektedir. Kavramlar üzerine bazi dikkatlerin yer aldigi ilk bölümde ayni zamanda klasik hikâye verimleriyle modern dönem arasinda, yeni algi çerçevesind..
Kitap kitabi anlatiyor. Kitabi anlatmak mümkün mü? Kitap bir baslangiç, bir haber, sönmeyen kandil, gögsü bütün evreni kucaklayan bir uyarici, daima vaatkâr bir dost, karanliga gülümseyen ay, hiç kanmayan bir susuzluk… Kitap, insanligin en soylu bulusu, medeniyetlerin dogurgan mayasi, unutusun ilaci..
Süheylî’den Duyulmadik Hikâyeler Ortadogu tarihinin tek kare resmi gibidir. Bir milletin bütün unsurlarini içinde barindiran, ana dokusu ve temel renkleri insan olan büyük bir resim. Insanoglunun hiç eskimeyen, daima güncelligini koruyan özü, Süheylî’nin kaleminden günümüze ulasiyor. Süheylî, okuduk..
Bu eser bir iç yolculugunu, insanin en asli arayisi olan hakikate ulasmasinin menzillerini gösteriyor.Sabirla geçilen merhaleler, ulasilan menziller yeni dünyalarin kapilarini araliyor. Bir baska açidan da gönlü berraklastirmanin, onu her seyin ayan olacagi bir aynaya dönüstürmenin yollarini gösteri..
“Ne bir coğrafyayı tanıtmak ne de o coğrafyanın kültürüne ya da tarihine dair bir araştırma yapmak gayretinde oldum. Bu bambaşka bir gayret ve emeği gerektiriyor. Benim yapmaya çalıştığım şey: Bir coğrafya ve zaman aralığında fark ettiğim, olduğunu düşündüğüm hikâyelerin kendi içindeki bileşenleriyl..
“Bakmayın burada Boğaz’a karşı oturduğuma.Biz deniz kıyısı çocukları değiliz.Büyük nehirlerin birinin kenarında, onun çağıltı seslerini dinleyerek büyüdük. Bir köprü vardı nehri geçen. Ayaklarının birinin dibinden akıntıya bıraktık kendimizi. Yüzmeyi öyle öğrendik. Kıyıdaki kumların, kayaların üstün..
“Dedelerimiz Türkler, Sibirya, Çin ve İran arasındaki yerlerde dolaşırlardı. Asıl yurtları “Altay Dağları”ydı. Dedelerimiz çok eski zamandan beri yiğitlikle bellenmiştiler… “Türk gibi kuvvetli” darb-ı meseli boşuna söylenmemişti. Dedelerimiz pek güçlü, çok kuvvetli pehlivandılar… Bunun sebebi de… te..