(Işıltı Serisi - 2.Kitap)Sevgili Büyükannem Freddıe Bir Defasında Bana,Dünyadaki Tüm Korkuyu Ve Dehşeti Şeytan’ın Yarattığını Söylemişti.Fakat Şeytan’ın Kendisi De Bir Keresinde Kulağıma,Bizi Korkutan Birini, Ağlatan Birinden Çok Daha KolayAffedebileceğimizi Fısıldamıştı.Ve Rıver Bana Her İkisini De..
“Ben Prosperity Oceanus Redding, belki de Prens Alastor... Sana bilmediklerini anlatmaya geldim. Yaklaş, duyman gereken şeyler var. Yalnız senden mi ibaret sandın bu dünya? O hâlde çok yazık sana.”Üçüncü Âlem’in soylu prensi şeytan Alastor… Asırlar sonra yattığı uykudan tek bir amaçla uyandı: Kendis..
İnsan nedir yahut insan olmak ne demektir? Erdem, vicdan, dürüstlük, iyilik, güzellik, özgür irade gibi şeylere sahiden de sahip midir? Her şeyi kendisi için mi yapar yoksa yalnızca iyilik için iyiliği gözettiği de olur mu? Eylemlerinin sebebi benliği midir yoksa hepsi başka birini mutlu etmek için ..
Kafesin teki bir kuş aramaya çıktı, adamın biri anlaşılmayı her şeyden çok istedi. Yazdı, sildi, yine yazdı, yine sildi. Nasıl özgürlüğe kavuştururdu başka türlü yüreğinden, zihninden kopup gelen hisleri, düşünceleri? Küskün bir çocuk, yalnız bir adam, kalbi kırık bir gençti. Hem anlaşılmayı istedi ..
Sizin için, insan kardeşlerim,Her şey sizin için;Gece de sizin için, gündüz de;Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı;Sizin için mezarlar, mezar taşları,Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları;Sizin için;Her şey sizin için.Her şeyin insanlar için olduğuna inanır. İyinin de kötünün de… Güzelin de çirkinin d..
“Biz, en küçük menfaatlerini bile korumaktan âciz zavallılar, nasıl onlarla bir oluruz. Biz, tanımadığımız o büyük sınıfın, o fakir sınıfın adamıyız. Ama tanımadığımız için de onlardan, onların hayatından bahsedemeyiz. Üstelik tehlikeli bir iş o.İnsana sol diyorlar, komünist diyorlar.İyisi mi, bir y..
Üretmeden tüketen tek canlı insandı. Ne süt verirdi ne yumurtlardı ne de toprağı sürebilirdi. O zaman tüm hayvanların efendisi olmasındaki maksat neydi? İnsanoğlu bir ortadan kalksa o vakit ne açlık ne de köle misali çalışmak kalırdı. O hâlde tüm insanlar düşman, tüm hayvanlarsa yoldaştı. Hayvanlar..
Şu savaşın insana ettikleri akıl alır iş değildir; onca cana kıyar ama tuhaftır bazı canları bağışlar. İnsanları yakalayan devasa bir makinedir ve pençesine düşen kimse olan bitene karşı gelmeyi düşünmez bile. Fakat tek kişi, bazen tek bir kişi anlar ki uğruna savaştıkları dünya aslında batan bir g..
Çıkardığınız her sesin dinleneceği, her hareketinizin gözetleneceği varsayımıyla yaşamalıydınız çünkü sizi ne zaman izlediklerini asla bilemezdiniz. İdraki en gelişkin olanın en çok yanıldığı, en zekinin aklını yitirmeye en yakın kişi olduğu, korkunun karışmadığı tek bir duygu bulamayacağınız bir dü..
Bizi rahatsız eden şey birinin acı çekmesi midir yoksa acısının ses bulması mı? Ya da bu ses sinirlerimizi altüst ettiği vakit içimizi kaplayan merhamet duygusu mu? Asıl sorun bir yerlerde kıyametler kopması mıdır yoksa kopan kıyametlerin ucunun bize dokunması mı?Atlattığı gemi kazasının ardından ıs..
Ya kötü diye bir şey aslında yoksa?Ya kötülük dilekleri, tutkuları ve doğru olanlar arasında tercih yapmak zorunda kalan birinin hezeyanlarından ibaretse?Bir insan ya kötülüğü hayal ettiyse ve savaştığı tek şey kendisiyse?İyilik de kötülük de tek bir kişiden meydana geliyorsa doğruluk pusulası nerey..
aşamım altüst olduğunda bir güz vaktiydi. Bildiğim tüm hayatları yakıp yıkan, herkesi mahveden bir savaş tepemize kâbus gibi çökmüştü. Dört yanımız yalanlarla ve kederle sarılıydı. Küçücük bir çocuktum fakat bazı şeyler, yaşamımın ne kadar uzun olursa olsun titrek bir alevden fazlası sayılamayacağın..
Ölümlülerin tek çaresizliğidir ölümsüzlük arzusu. Çünkü bilinmeyenle yüzleşmekten, hiçliğin ortasında kaybolmaktan, sonsuzluğa yenik düşmekten korkar insanoğlu. Ve ölemeyecek kadar değerli olduğuna inanır. Karşısında çoktandır yaratılmış bir ebediyet uzanırken zamana hükmettiğini söyleyen bir bilim..
Derler ki ölüm, savaşın en yakın arkadaşıdır. Birbirleri için yapmayacakları şey yoktur fakat savaş açgözlü olan taraftır ve hep daha çok ölüm bekler.Ülkesindeki savaştan kaçmaya ve özgürce yaşamaya çalışan fakat bunu başarmakta zorlanan bir adamın hissettiği mecburiyet, hayatında iyi olan ne varsa ..
Çılgın bir dünyada yaşadığınız vakit aklı başında olmak bir kabahattir. Mevcut düzeni bozacak her türlü girişim delilere özgü diye adlandırılırken toplumun sıradanlığına, dünyanın çivisinin çıkmışlığına, haksızlığa, hukuksuzluğa başkaldırmak olacak iş değildir. Doktoru olduğu hastanedeki düzensizlik..
Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı akıl almaz bir icada imza atarak zamanda yolculuğa çıkar. Bütün canlıları harika bir geleceğin beklediğini düşünmektedir; bu yüzden insanlığın tüm gelişimini tamamladığını, herkesin huzur ve güven içinde yaşadığını düşlediği çağlara gitmek ister...
Eşinin onu yine aldattığını öğrendiğinde Beth Hall’ün dünyası başına yıkıldı. Fakat bu defa kararlıydı, affetmeyecekti. Biten evliliğinin yıkıntıları altında kalsa da, yüreği ezilse de, acılara savrulsa da perişan hâlde bir başına, yürüdü kendi yoluna…Sadakatsiz Adam Hall için ise hayat çok daha acı..
Bir kalemdan ressamının mektubudur bu satırlar; gölgesiyle dertleşmeye çabalar…Yalnızdır, yorgundur, herkesten ve her şeyden uzaktadır. Sevdalıdır ama karısına mı kalemdanlar üzerine çizdiği latife mi? Yoksa ikisi de aynı kişi mi? Nefret eder ama karısının âşıklarından mı amcasından mı? Ya da belki ..
Sakin halkı ve yavaş yaşamıyla bilinen Quiquendone kenti asırlardır tek bir kavganın olmadığı, kimsenin kimseyle anlaşmazlık yaşamadığı, hiçbir insanın duygularının kontrolüne girmediği bir yerdir. Burada kalpler bile aynı ritimle atmaktadır.Ne var ki hayat Doktor Ox ve asistanının gelişiyle karmaşı..
İşlediği suçtan ötürü ölüm cezasına çarptırılan bir mahkûmun kalan zamanını yazdığı bir günlükten çıkar gelir bu hikâye. Günbegün korkularına, endişelerine, hayata tutunmakla her şeyi bırakmak isteği arasında sıkışıp kalmışlığına; özlemlerine, pişmanlıklarına, acılarına şahit tutar geride kalanları ..
Tarı köpek bir anneyle kurt bir babadan dünyaya gelenBeyaz Diş’in hikâyesidir bu.Zeki ve kurnaz bu boz renkli yavru ne denli sevgi dolu ve sevecen olsa daYaban’ın onun için planladığı hayatta iyiye ve güzele dair hiçbir şeye yer yoktur.Açlıkla ve yalnızlıkla dolu yaşamının her anında mücadele etmek ..
MÖ 5. yüzyılda Çin’de yazılmış olan Savaş Sanatı, savaş stratejileri ve taktikleri konusunda temel eser olma görevini üstlenmektedir. Çok eski dönemlerden itibaren kullanılan birtakım savaş yöntemlerinin bir araya getirilerek yorumlanmasıyla ortaya çıkan on üç bölümlük bu kitap devlet yönetimi, bir ..
Ünlü filozofun infazının ardından kaleme alınan Sokrates’in Savunması, tarihin en mühim savunmalarından biridir. Dinsizlik suçu işleyip insanların aklını çeldiği ve üstüne vazife olmayan birtakım işlerle ilgilendiği gerekçesiyle mahkemeye çıkarılıp ölüm cezasına çarptırılan Sokrates, Atina’nın en bü..
Hayatını kendisinden koparılan karısını bulmaya adamış bir adam, ufacık bir yer sandığı dünyanın aslında kocaman, hoyrat ve ne denli sert olduğunu göreceği ömürlük bir yolculuğa çıkar. Hava soğuk, doğa zorlu, şartlar yorucudur; sefalet çeker, aç kalır, ayazda uyur. Maden kazar, gemilerde çalışır ve ..
Sıcak bir eve ve rahat bir yaşama alışkın olan Buck, evin bahçıvan yamağı tarafından kuzeye altın aramaya giden insanlara satılınca kendisini hiç bilmediği bir hayatın orta yerinde buluverir.Burada sürekli dayak yer, çoğu zaman aç uyur ve bir kızak köpeği olarak satılıp durduğu hayatı boyunca pek ço..
Ünlü dedektif Sherlock Holmes ve dostu John Watson yine iz peşinde! Bir kralın gizli gönül macerası, benekli bandanayla gelen esrarengiz bir ölüm, aile geleneği denilebilecek tuhaf bir törenin ardındaki sır perdesi… İki dost yeniden yollara düşüp en gizemli vakaların ardındaki gerçekleri açığa çıkar..
Ünlü dedektif Sherlock Holmes ve yol arkadaşı John Watson, Baker Sokağı’ndaki sıcak dairelerinden Londra’nın sisli sokaklarına çıkıyor.Wisteria Konağı’nda meydana gelen sıra dışı hadise, geçirdiği gizemli değişim sebebiyle ailesini ürküten bir bilim insanı ve dedektif Holmes’u az kalsın canından ede..
Basit olduğunu düşüneceğiniz en sıradan olayların bile bir gizem yumağı hâline geldiği 1800’lerin puslu Londra sokakları… Ünlü dedektif Sherlock Holmes’u bile şaşırtan ilginç olaylarla dolu hikâyeler… Beş portakal çekirdeğinin sebep olduğu ölümler, sadece kızıl saçlılara özel bir kulübün asıl amacı,..
Dedektif Sherlock Holmes ve yol arkadaşı Doktor John Watson bir kez daha çözülmesi zor vakaların peşinde!Aşk ve aile adına göze alınan tehlikeler, kaybolan oğlunun ardından ödüller vadeden bir dükün inanılması güç sırrı, bir romanın ardındaki skandal aşk hikâyesi… Baker Sokağı kahramanları yine en e..
Viktorya Dönemi Londra’sının muhteşem ekibi Sherlock Holmes ve Doktor Watson en olmadık vakaların peşine düşüyor.Kayınlı Konak’ta yaşanan tuhaf olaylar ve can güvenliğinden endişe eden bir kadın, bir cinayetin ardındaki ilginç not ve çözülmesi güç bir bulmaca, akıl sır ermeyecek, sıra dışı bir ölüm…..
Evet, buraya kadarmış! Ayrılık vakti geldi.Ama sıkı durun! Seri belalı bitiyor!Yanlış duymadınız, evet; yine bela. Ama bu sefer durum ciddi. Hayır, çok ciddi.İntikam yemini etmiş öfkeli mahkûmlar kaçtı. Tek bir hedefleri var: Kafadan Kontaklarİşte bunu duyar duymaz, çılgın ailemizin kaçış operasyonu..
Siz, Kafadan Kontaklar Ailesi’yle tanışmadınız mı hâlâ? Tanısanız çok seversiniz.Şaka şakaOnlar tam bir BELA MIKNATISI.Her zaman olduğu gibi bütün belaları üzerlerine çektikleri bu macerada da çılgın ailemizin yolu bakın nereye düşüyor: PANAYIRA!Üstelik Bigg Malikânesi’nin bütün sakinleri de burada...
Kafadan Kontaklar Ailesi’yle tanışanlar bilir.Bu aile, öyle düşündüğünüz gibi minnoş bir aile değil.Nasıl? mı dediniz? Sıkı durun!Komik, Kötü, KokuşukÜstelik türlü türlü afacanlık peşinde.Kocaman bir filin çektiği, dondurma arabasından bozma bir karavanda yaşar onlar. Birinci kitabı okuyanlar iyi bi..
Kafadan Kontaklar Ailesi’yle tanıştınız mı? Hayır mı? O zaman ne duruyoruz!Bu aile sıradan bir aile değil. İyi sayılmazlar, ama kötü de değiller. Bi’dakika değiller mi dedim? Elbette kötüler, hem de sandığınızdan da kötü! Ama Sunny, yani ailenin aşırma çocuğu fena değil. Az önce aşırma mı dedim? Eve..
1912 yılının Mart ayında, Napoli limanında olağan dışı bir kaza yaşanır. Ama gerçekler göründüğünden çok daha farklıdır. Gemideki yolculardan biri, talihsiz olaydan önce rastlaştığı bir doktorla uzun uzadıya sohbet edince öğrendikleri karşısında şaşkına döner. Sonrasındaysa yalnızca kendisinin bildi..
Uzun yıllar önce, yeni dünyanın şafağında küçük, tuhaf bir yaratık ortaya çıkar. Yarı kertenkele yarı yarasa olan bu garip canlının gözleri de pulları kadar yeşil, büyüleyici bir ışık parıldamaktadır. Ne olduğunu ya da ne olacağını bilmez ama gerekirse tüm dünyayı baştan sona gezip kendisi gibi biri..