Endülüs, Müslümanların Avrupa ile temas noktasını oluşturmaktadır. Müslümanlar Endülüs'ü, geçtiği boğaza adını veren Tarık b. Ziyad gibi tarihte ün salan komutanların liderliğinde fethetmişlerdir. Müslümanların yaptıkları fetihler, savaşlar zincirinden ibaret olmamıştır. Müslümanlar Endülüs'te fethe..
“Kim dünyanın sonunu düşünürse ondan sakınır. Kim yolun uzun olduğunu idrak ederse yolculuk için hazırlık yapar. Bunları bilip de unutan kişinin hâli ne tuhaftır! Bunun zararını görüp de üzerini örten ne ilginçtir!”***İbnu’l Cevzî, yaşadığı dönemin en çok dinlenen, bilgisine başvurulan âlimiydi. Onu..
İnsanoğlu çevresinde her gün ölüm haberleri ile karşılaşmaktadır. Peki, hayatla bu kadar iç içe olan ölümün gerçek yüzü nasıldır?Ölümle insanlar müebbet bir ayrılığa mı girer yoksa bu ayrılık geçici zamanlı mıdır?Bir sevdiğini kaybeden kişinin tutumu nasıl olmalıdır?Ölümünün yaklaştığını fark eden b..
Yaşadığımız yüzyılda maddeye ve dünyaya yönelik materyalist bir anlayışın, dünyanın dört bir tarafında etkin hâle gelmesiyle, İslâm dışı yaşam tarzının ve inançsızlığın yaygınlaştığı çağımızda, özellikle İslâm’a karşı yürütülen saldırılara karşı bazı İslâm âlimleri bu tür bir anlayışa karşı koyabilm..
Ölüm kimsenin inkar edemediği bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Peki ya sonrasında olacaklar?.. Herkesin merak ettiği bir konudur bu.Bu kitap, işte merak edilen bu konuyu ayet ve hadislerde anlatıldığı şekliyle öylesine detaylı bir şekilde ele alıyor ki okuyanı adeta adım adım dolaştırıyor, daha..
Muhammed b. Ebubekir er-Râzî, Türk asıllı olup Rey şehrinde doğdu. Tahsilini Buhara ve Semerkant’ta tamamladı.Hanefî mezhebi fakihlerinden olan Râzî, itikadî konularda Mâtürîdî mezhebine bağlıdır. Onun en belirgin özelliklerinden biri tasavvufî yönüdür. Sadreddin Konevî ile olan dostluğu ve eserleri..
Ebû’l Ferec İbnu’l Cevzî’ye ait olan “Sulvetu’l Ahzan bima Ruviye an Zevi’l İrfan” adlı bu eser; velî ve zâhid zâtların ve özellikle sahabenin yaşamış olduğu ibret dolu güzel hikâyelerden oluşuyor. Eserin son bölümünde ise Muharrem ayı ve aşure gününün fazileti, “Âdem Rabbinden kelimeleri aldı” (Bak..
Emevîler döneminin son yıllarında (130/747) dünyaya gelen Muhammed b. Ömer el Vâkıdî, 2./7. asrın en önemli hadis, siyer ve tarih bilginlerinden biri olup onlarca eser telif etmiş; birçok öğrenci yetiştirmiştir.Vâkıdî'nin hocalarından derlediği binlerce rivayet, çeşitli kaynaklardan nakledilmiştir. ..
Islâm'in derûni boyutuyla ilgilenen tasavvufun, bütünüyle edebden ibaret oldugu söylenebilir. SCifilere göre her vaktin, her hâlin, her makâmin ve hatta her uzvun bir edebi vardir. Edebe sarilan, yüce mertebelere dogru yükselirken, edebden uzaklasan ilâhi ihsânlara nâil olamayacaktir. Çünkü bir süfi..
Seyr ü sülük, Hakk'a doğru giden ve içinde pek çok imtihanlar ve ilâhi mevhibeler barındıran uzun bir yolculu-ğun hikâyesidir. Yola başlamanın, yolda olmanın ve vuslata ermenin ayrı ayrı şartları ve tatları vardır. Necmeddin Kübrâ, bu alandaki manevi tecrübelerini bizimle paylaşan ender sufilerden b..
Makdisi, tasavvufun hallerinin ve makamlarının, kalbin tanıdığı bir hak ilmi olduğu görüşündedir. Bunun yanı sıra tasavvuf, mutasavvıfın bağlı olduğu ve uygulaması gerektiği ibadetlerin zairi hükümlerini de kapsamaktadır.Buradan hareketle, Makdisi'nin, tasavvuf ilminin temellerini zahiri ilim üzerin..
"Şeyh, izah edilen bütün ilimlerin manalarını bu kitapta (Fütuhat-ı Mekkiyye) topladığını ve onları beş yüz elli dokuzuncu bölümde ima ettiğini söyler. Bu güzel kokuyu biriktirip topladığı ve değeri yüce, önemi büyük olan bu ilmi harika bir telif, ilgi çekici ve güçlü bir üslupla sağlam bir şekilde ..
Eserin tam adı "Cilaü'l-hatır fi'l-batın ve'z-zahir" şeklindedir.Hatır kişinin, özellikle de sufinin gönül ve kalp dünyasına ilahi alemden tecelli eden fikirler demektir. Bu durumda eserin adını dilimize "Batıni ve zahiri konularda gönül dünyasına yansıyan fikirlerin cilası" şeklinde çevirmek mümkün..
İmam Maverdi, fikri zenginliği ve üslup güzelliği ile tanınan, tefsir, hadis, kelam, fıkıh, fıkıh usülü ve edebiyat sahalarında engin bilgiye sahip bir alimdi. Bunun yanı sıra felsefe, siyaset, ahlak gibi ilim dallarında da söz sahibi olduğu telif ettiği eserlerden anlaşılmaktadır. Maverdi çeşitli d..
İbn Ebi'd-Dünya"nın Hadis Mecmuası, Islam'ın ahlaki yönünü hadislerle anlatan bir içeriğe sahiptir. İslam ahlakının önemli bir bölümünü hadislerle ortaya koyan müellif, bu projeyi başarıyla gerçekleştiren ilk muhaddislerdendir. İbn Ebi'd-Dünya, bu proje ve çalışmasıyla kendisinden sonra-kilere ilham..
Hakim et-Tirmizi, İslam tarihinin gurur duyduğu İslami şahsiyetlerin en büyüklerinden sayılır. İlmin parlak olduğu, uzun süre dünya medeniyetinde etkili olan marifet kaynaklarının açıldığı bir dönemde yaşamıştır. Bu dönemde insanlara yol göstermiş ve nefis eğitimi için bir metot ortaya koymuştur. Ha..
Belazürî 3. asrın en önemli tarihçilerinden biri sayılır ve o, gerçekten ‘fetih tarihçilerinin en meşhuru’ unvanını hak etmiştir. Belazürî’nin ve onun Kitabü Cümel min Ensâbi’l-Eşrâf adlı eserinin İslam tarihinde tartışılmaz bir yeri vardır. Belâzürî bu kitabında sosyal ve iktisadî tarihi yazmış ve ..
Bu eser, her ne kadar Gazâlî gibi sarsılmaz bir ilim dağını anlatıyorsa da, bu bağa giren okuyucu tarihe ün salmış İbn-i Sînâ gibi filozofları, Hallâc-ı Mansûr ve Sühreverdî gibi tasavvuf yolunda can vermiş büyükleri de ziyaret edecektir. Ve burada tasavvufun dereceleriyle beraber Abdülkadir Geylani..
On üçüncü yüzyılda Moğol saldırılarının önüne katıp yerinden yurdundan ettiği ve Anadolu’ya sığınmak zorunda bıraktığı büyük âlimlerden birisi olan Necmuddîn-i Dâye’nin Farsça kaleme aldığı ve kendi ismi ile özdeşleşmiş en ünlü tasavvuf eserlerinden biri olan Mirsâdu’l-İbâd Mine’l-Mebde İle’l-Me’ad,..
İmam Kuşeyrî’nin tasavvufa dair bu risalesi, tasavvufun bir ilim olarak tesisinde önemli bir yere sahiptir. Eser üç ana bölümden müteşekkildir. Evvelemirde sûfîlerin temel inanç esasları ortaya konulmakta, başlangıçtan Kuşeyrî’nin yaşadığı döneme kadar yaşamış olan tasavvuf büyüklerinin terceme-i hâ..
İbnü’l-Arabî’nin müstesnâ talebelerinden İbn Sevdekîn’in kaleme aldığı bu eser, Şeyh-i Ekber’in meşhur kitabı Fusûsu’l-Hikem’in bölümlerinden ‘İdrîs Fassı’nın adını taşımaktadır. Eser’in ana konusu, İbnü’l-Arabî’nin "İdrîs Fassı"nda anlattığı ‘yücelik’ (yükseklik) meselesinin mürîdi ilgilendiren yön..
Hakim et-Tirmizi bu değerli eserinde namazı bütün yönleriyle yirmi bölümde ele almış ve namazın amaçlarını, diğer ibadetler içindeki yerini ve önemini Kur'an ayetleriyle ve bazıları kudsi olmak üzere hadislerle destekleyerek açıklamıştır.et-Tirmizi, konunun kolayca anlaşılması, bütünüyle aydınlanmas..
Çalismalarimizda bulunan 21 Adet makalemiz, içerikleri her ne kadar çok çesitli görünseler de aslinda birbirlerinin edebi ve kültürel hayatlarindan oldukça esinlenmis olan Anadolu ve Iran cografyalarinin bize sundugu kültürel zenginlikleri konu alir.Eserimizde yer alan makalelerimiz yukarida da beli..
Elinizdeki eser Muhasibî’nin el-Mekâsib (Helal Rızık) ve Fehmu’s-Salât (Namazın Anlaşılması) adlı iki risâlesini içermektedir. İkinci risâle ilk etapta konu itibariyle birincisinden farklı görünmekle beraber, aslında iki risâle arasında önemli ortak noktalar bulunmaktadır. Birinci risâlede tasavvuf ..
Elinizdeki eser, Tabiin devrinin büyük ilmî ve manevî şahsiyeti Hasan-ı Basrî tarafından ortaya konulan zühd geleneğinin devamı mahiyetindeki tasavvufî akımlardan birine mensup olan, bununla beraber Ebu Süleyman ed-Dârânî, Şakîk Belhî, Bişru’l-Hâfî, Zünnûn-ı Mısrî, Ahmed b. Asım Antâkî gibi sûfileri..
Türkçeye ilk defa kazandırılan Nahçıvânî’ye ait Hidâyetül-İhvân adlı bu risâlede Vücûd, Vâcibu’l-Vücûd, Mârifetullah ve Rü’yetullah konularında felsefeci ve kelâmcılar, akıl konusuna yaklaşımları merkeze alınarak tenkit edilmiştir. Nahçıvânî kelâmcı ve felsefecilerin yanı sıra doğru yola vâsıl olmad..
Abdurrahman es-Sülemîye ait bu risalede Râbiatul-Adeviyye, Meryem el-Basriyye, Âfiyetul-Muştâke, Hesnâ bnt. Fîrûz, Acredetul-Ammeyye, Fatımatul-Berdaiyye, Fatımatud-Dımaşkiyye, Aminetul-Merciyye gibi sekseni aşkın sûfî kadının biyografilerini okuyacaksınız. Eser söz konusu özelliği ile meşhur tasavv..
Lemaât XIII. yüzyıl Anadolu coğrafyasında kaleme alınmış bir sûfî metnidir. Döneminde ilgiyle karşılanmış olan bu metin, Sadreddîn Konevî tarafından Fusûsu’l-Hikem’in lübbü/özü olarak nitelenir. Bu yüzden olsa gerek, ilgili literatürde Fusûs’un Fars dilinde yapılmış bir şerhi olarak anılır. Gerçi es..
İslâmî ilimlerin tekvin ve tedvin dönemlerinde yetişen Muhasibî’nin iki yüze yakın eser verdiği söylense de bunlardan günümüze ulaşanların sayısı ne yazık ki sadece yirmi sekiz kadardır. Hayatı hakkında sınırlı bilgiye sahip olduğumuz müellifin elinizdeki eseri birçok kimse tarafından bir tür otobiy..
Fransız yazarlar Chéruel ile Lavéllee’nin İspanya Tarihi’ne ve Engizisyon Mahkemelerine dair yazdıkları kitaplar Ziyâ Paşa tarafından özetlenerek Türkçeye kazandırılmış, Avrupalıların insan hakları zihniyetinin çarpıklığı adeta kendilerine itiraf ettirilmiştir. Başarısız Haçlı Seferleri’nden sonra, ..
İslâm medeniyeti ve irfan tarihimizde hiçbir sîmânın fikirleri ve şahsiyeti İbn Arabî’ninki kadar tartışılmış değildir. Eserleri, fikir ve talebeleriyle medeniyet tarihimize kolay silinemeyecek derin izler bırakan Şeyh-i Ekber, aynı zamanda kendisinden sonra gelen düşünürleri de keskin bir çizgiyle ..
İmam Gazzalî ve Ebü’l-Leys es-Semerkandî gibi büyük şahsiyetlerin eserlerine baktığımızda, etkilerinin sadece yazıldıkları dönemle sınırlı kalmayıp bugüne kadar geldiğini görürüz. Söz konusu bu seçkin kişiler çalışmalarında, özellikle insanın yaratılış gayesini, bu amaca ulaşmak için nelerin yapılıp..
Hiç kuşku bulunmamaktadır ki, İslamî tasavvuf kitapları müridin hikmetler ve sufî kurallara ulaşmasına yardımcı olduğu gibi Allah Teâlâ’ya varmak için "seyr-ü sülûk"a giren müridin haller ve makamlara ulaşıp onları elde etmesine de yardımcı olur. Bu kitaplardan, İslamî makamın hükümlerini, imanî mak..
Kur’an-ı Kerim’de ‘mirac’ özlü bir şekilde geçmektedir. Allah Teâlâ, Hazreti Peygamber’in (sav) Cebrail’le görüşmesini anlatmakta ve şöyle buyurmaktadır: "Battığı zaman yıldıza andolsun ki arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı. O, arzusuna göre de konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilende..
O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman; biz Allah’ın kullarıyız ve biz ona döneceğiz derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlarındır. Ve doğru yolu bulunlar da onlardır. (Bakara, 156-157) Musibetler, tüm türleriyle ölüm ve hayatın şekillenmesinden kaynaklanan çeşitli belala..