"Merhaba" diye fisildiyorum; "Ben galiba sizi taniyorum.""Tek sen degilsin, her giden geminin ardindan bakakalan, Madagaskar limanlarindan Çin'e yolculuk yapmayi, dünyayi fethetmek üzere ardina bakmadan her giden gemide olmayi özleyen, yelken olmayi, kürek olmayi, dümen, balik, su olmayi arzulayan t..
Her yazdigi romanla yüz binlerin kalbini feth eden Iskender Pala yeni romani ‘OD’ ile yeniden okurlarini selamliyor. Od bir Yunus Emre romani. Gök kubbemizin her zaman parlayan ve hep çok sevilen, siirleri gönülden gönüle dolup dilden dile dolasan Yunus Emre, bu kez OD’un ana kahramani. Iskender Pal..
Pierre Loti’nin bir klasik sayilan kitabi, Ismail Hakki Alisan çevirisiyle ve özgün imlasiyla yayimlaniyor. Dipnotlarla zenginlestirilen Isfahan’a Dogru, bir seyahatname oldugu kadar, bir edebiyat saheseridir. Çevirisinin eksiksiz ve özgün olarak yayimlanmasi, kültür dünyasi için kiymet arz eden bir..
“Dilimle damagim arasinda yayilarak sicak, buruk, kekremsi, fakat nefis bir tadin beynimin bütün sikismis hüceyrelerini açan, tikali yerlerine nefes aldiran ve bütün sinirlerimin üstünde sükûn müjdeleri kosturan, vatan hülasasi, lezzetlerin lezzeti kahve...”Peyami Safa“Kahvemden bir yudum aldiktan s..
İstanbul’un OrtasıKıymeti bilinmemiş bir başyapıt.Yıllar sonra, usta dokunuşlarla yeniden gün yüzüne çıkarılıyor.Yine Malik AkseL Eski İstanbul.Eski İstanbul’un eğlence hayatı.Gelenekler, terbiye, İstanbul’u İstanbul yapan değerler.Direklerarası'nda bir kantocuya vurulmuş İmam Hakkı Erendi,tek sazlı..
Ömrü boyunca harbi degil, muharebeyi kazanmayi hedeflemis bendenizin harbin kaybedilmesinden ötürü hissesine düsen izdirabin, yârinin içine atildigi o büyükçe ates ormanini söndürebilmek için agziyla su tasiyan küçük serçenin izdirabindan daha az olmadigi itirafini, bir buruk vedâ yazisinin sonuna i..
Tutku…Güzellik…Ask ve savas. Sadece gönüllerin degil alinlarin, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandigi savas.Kahramanlarini, Yavuz Sultan Selim’i de Sah Ismail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak asagi indiren bir basamak yukari çikaran savas.Çaldiran...Simdi Çaldiran ne 500 yil geride ne 500..
Isteseydin eger, bir kere isteseydin, evet bir kez gerçekten isteseydin olan olurdu...Sen hiç istemedin ki dostum! Istemek nedir bilmedin ki! Hiç tutulmadin sen! Tutkularin için ölmedin ki! Isteseydin ölürdün, ölseydin olurdun! Sen hiç olmadin ki! Evet, olmadin, çünkü sen hiç ölmedin! Ölecek kadar i..
Varlığa gelen her âdemin kendini varlığa getirene ihtiyacı iki cihettendir; ilki varlığa getirdiği için, ikincisi varlığını sürdürmesini sağladığı için. Evet, varlığa gelmenin bir sebebi olduğu gibi,var kalmanın, varlıklı olmanın da bir sebebi vardır. İki farklı sebepten değil, bir sebebin iki cihet..
Selamlar ki, şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır. Hasretler ki, âşıkların avazı kadar yanıktır, elbette onadır. Övgüler ki, özlem sözlerince füzûn ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun, ona, hep ona, hep onadır. O ki güldür, o ki sevgilidir, bütün mecburiyetler onadır. ..
Tarih bir ayna… Aynayı kaplayan bir dilemma…Kutsal Hermos’un suyuna karışan altının rengi hızla kan kızılına dönüşürken; kâhinler yaklaşan büyük savaşın haberini vermiş, tekinsiz bir hava zengin Lidya diyarını sarıp sarmalamıştı. Bir cephede güçlü askerleri ve görkemli hazineleriyle Aslan Kral Krezü..
Giritli Aziz Efendi'nin Muhayyelat'ı Türk nesrinde gelenekselden moderne geçişin ilk örneği olarak kabul edilir.Eserdeki diyaloglar, karakterlerin zihniyeti ve ilişkiler, 18. yüzyıl Osmanlı toplum yapısına ışık tutmakta, gündelik yaşamı yansıtmaktadır. İfritlerin, cinlerin, perilerin cirit attığı bu..
Toplumsal dokumuzun özgünlüğü, İslam merkezli çok yüksek bir maneviyat ihtiva etmesinin yanı sıra, eşsiz bir demokrasi tecrübesine sahip olmasıdır. Milletin iradesini ne ölçüde önemseyip sahip çıktığını 15 Temmuz Direnişi tüm dünyaya göstermiştir, fakat dünyanın en büyük militan Batıni topluluğunun,..
Şems’in o son mektubu sonrası ne vakittir baygın hâlde yattığını bilmeyen Mevlânâ, yatağın içinde doğrulur.Kurumuş bir dal gibi düşer yana kolları. Avucundaki mendile bakar, Şems’in kan izleri hâlâ tazedir zümrüt yeşili mendilin ucunda.“Yusuf gibi kuyuya mı attılar seni, güneşi gökten koparıp hançer..
Türk kültür tarihinin en önemli eserlerinden olan Belâgat-i ‘Osmâniyye, Osmanli Belâgati, Osmanli’ya ait Belâgat, Osmanlica Belâgat, Osmanli Türkçesi Belâgati anlamlarina gelmektedir. Devrinde ilim dünyasinda, gazetelerde pek çok tartismaya yol açmistir. Eserin ne kadar önemli oldugu, Ahmed Cevdet P..
Yahya Kemal, israrla “Türk’ün gönlünde dag varsa Balkan’dir, nehir varsa Tuna’dir” diyor. Acaba gerçekten öyle mi? Üstadin ‘Türk’ kavrami ne sekilde olusmus, ‘Türk’ deyince neyi, kimi, kimleri kastetmistir? Yoksa koskoca Yahya Kemal herkesi kendisi gibi mi zannetmekte? Bir Balkan Türk’ü olarak Türk’..
Aklin güzelligi dil. Dilin güzelligi söz.Kisi güzelligi yüz. Yüzün güzelligi Oguz.Türklerin lirik ve destansi kurulus öyküsü...Hükümdar, Orta Asya’nin uçsuz bucaksiz bozkirlarinda hayatta kalmaya çalisan daginik Türk topluluklarinin tek bir bayrak altinda toplanarak devlet kurmalarinin destansi öykü..
Sevinç Çokum, Balkan cografyasina Yahya Kemal'in imledigi gibi bakiyor.Yazarlik hayatinin ikinci romani olan bu metinde Çokum, bir göç hikâyesi anlatiyor. Bu göç, bizim aslinda çok yakindan bildigimiz bir mecburi göç. Sürgün elbette: Osmanli'nin kaybettigi Balkanlar'dan ayrilmak zorunda kalan bir ai..
Asaf Hâlet Çelebi’nin şiirlerini okuyanlar, kendilerini, rüyalarla, masallarla, efsane ve menkıbelerle örülü çok renkli ve sırlı bir dünyada bulurlar. Osmanlı kültür ikliminden Hint ve Mısır gibi kadim kültürlere, tasavvuftan Budizm’e uzanan çok zengin bir kültürel arka plana sahip ve son derece mo..
Nietzsche felsefeciydi. Babaannemse sıradan biriydi.Nietzsche, üniversitede ders verirdi. Babaannem, hayatında okul yüzü görmemişti. Ünlüydü Nietzsche, bütün Avrupa ondan hayranlıkla bahsederdi. Babaannemse yalnızca kendi köyünde bilindi. Bu iki ölümlü, aynı gezegenin misafiri oldularsa da bambaşka..
Bir Dervis, Bir Sosyoloji Profesörü ve Bir Seri Katil…Ahmet Sefik Kemal “Ask-i Ilahi, Ask-i Seytani, Ask-i Nefsani”“San Francisco’nun sisler ardina gizlenmis esrari ve Ankara’nin efsunlu hüznü arasinda akillara durgunluk veren büyük bir sir…” Insanoglunun kaderine yazili üç farkli “ask hali”. Biri g..
Gelmis geçmis seyyahlar içinde müstesna bir yere sahip Evliya Çelebi. Bu söhretini ise geride biraktigi Seyahatname'sine borçlu. Yerli ve yabanci seyahatnameler içerisinde onunki kadar hacimli ve yelpazesi genis olani pek az, belki de yok.1631 tarihinde Istanbul civarinda baslayan seyahatleri yarim ..
Divan siirinin en güzel beyitlerini yazmis, halk sairlerini dahi etkisi altina almis büyük Fuzûlî, Klasik Edebiyat ve Tasavvuf Tarihi alanlarinda çok önemli yere sahip Abdülbâki Gölpinarli'nin kaleminden okuyucuyla bulusuyor. Abdülbâki Gölpinarli, Fuzûlî'nin hayatini, milletini, dini ve tasavvu..
Klasik Edebiyat ve Tasavvuf Tarihi alanlarinda çok önemli bir yere sahip olan Abdülbâki Gölpinarli, Divan Edebiyatinin asirlar boyu çok sevilmis üç önemli temsilcisi Nesimi, Usûlî ve Rûhî’yi okuyucuyla bulusturuyor. Hurûfîligin kurucusu Fazlullah’in halifesi olan Nesimi, Mansur gibi “Ene’l Hak-Ben T..
Bizim Yunus…Her devir onu çok sevdi. Sairin deyisiyle ‘Türkçenin süt disleriydi’ o. Belki bu kadar çok sevildigi için her devir dillerde dolasti. Cumhuriyet de dönüp bakti Yunus Emre’ye. Cumhuriyet’in Yunus’u nasildi? Kimler onu sahiplendi? Kim neden ve ne adina ona yöneldi? Cumhuriyet’in kültürel k..
Klasikler, ölümsüz olmadiklari için degil sürekli okunduklari için de degerlidir. Bizim klasiklerimiz baslangiçta bazi eksiklik ve acemilik tasisalar bile bu onlarin kurucu olma özelliklerini degistirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü nesiller tarafindan agir aksak da olsa okunan..
Aşk, bir medeniyet yıldızına nasıl dönüşür? İslam inanç ve kültürü kendi medeniyet estetiğini nasıl inşa etti? Mimari, süsleme sanatları, şiir, edebiyat, güzelliğin sırrını keşfetmek için hangi eşiklerden geçti?Dünün poetik ve estetik mirası nasıl ve kimler tarafından devralındı, hangi krizleri yaşa..
Klasikler, ölümsüz olmadiklari için degil sürekli okunduklari için de degerlidir. Bizim klasiklerimiz baslangiçta bazi eksiklik ve acemilik tasisalar bile bu onlarin kurucu olma özelliklerini degistirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü nesiller tarafindan agir aksak da olsa okunan..