Yıl 1937, eski Amerikan Koleji binasında kurulan Kızılçullu Köy Enstitüsü... Bu “taş mektep”in girişinden süzülen ahşap bavullu gölgelerin en sessizidir Ahmet Bilek. Manisa Kula’dan gelmiştir ve 1960 Roma Yaz Olimpiyatları’nda güreşeceği Maxentius Bazilikası’na giden yolun en başındadır henüz.Müfred..
Dünyanın hızla değiştiği bir dönem. Dünyayı döndüğünden daha hızlı değiştirmeye cüret eden bir kuşak. 1968’in isyan günleri. İsyan günlerini devrim günlerine dönüştürmek isteyen gençler.Bu gençlerden biri de tutkuyla bağlı olduğu futbolu bırakıp devrimci olacaktır. Tarsus’tan üniversite öğrenimi içi..
Çoğu kez merak ederiz bir müziği işittiğimizde: “Ne anlatıyor bize?” Hele de söz yoksa ya da sözleri bilmediğimiz bir dildeyse. Özellikle de klasik Batı müziği dinliyorsak ipuçlarını izleyip şifrelerini çözmek adeta bir göreve dönüşebilir. Besteci hangi duygular içindeydi, ne düşündü; bize anlatmak ..
Zihninde geçmişin gölgeleriyle günü yaşamaya çalışan insanların öyküleri. Herkesin ortasında yalnız adım atmaya mecbur bırakılmış, alıştırılmış insanların.Ama umudu mahmuzlayıp geleceğe bakabilme çabasına sıkı sıkıya tutunmuşların.Aniden yağmurlar mevsiminden güneşin boca edildiği günlere varanların..
Her birinde bir başka çocuğun anlatıldığı şaşırtıcı, umut dolu yaşam kesitleriyle çocukların özüne inen öyküler.Yaşamın çeşitliliği ve keşmekeşi kadar sevinci ve neşesini aktaran betimlemeler eşliğinde herkesin bir serüveni olduğunu vurguluyorlar.Sinemaya, yangını yeri olan ormana, ebemkuşağına, tuh..
Çalışkan inşaat işçisi bir baba ile sevgi dolu, ev kadını bir annenin dört çocuğundan en büyüğü Metin’in düşlerle beslediği yaşamının romanı.Yoksul ailesinin satın alamadığı bisiklet düşünü gerçekleştirmek için büyük bir çabayla çalışır Metin. Ailesinden öğretmeninden izin alır. Kendine pek çok iş y..
Saddam Hüseyin düzeninin zulmünden Amerika ve yandaşlarının askeri işgaline savrulan Irak. Dağıtılan ordunun işsiz kalmış askerlerinin önce eşkıyaya sonra da İslamcı silahlı çetelere dönüştüğü bir vatan. Vatanın bağrı Bağdat’ın orta yeri Mreydi Çarşısı.Fırınından kasabına; kitapçısından kuyumcusuna;..
Plajda aheste bir tango çalmakta. İnsanlar neşeli. Denizde bir çocuk enginlere doğru kulaç atmakta, anne baba gururlu. Tango aheste aheste çalmakta. Anne endişelenerek çocuğunun peşinden denize girer. Güneşlenenler şimdi dans etmekte. Baba eşinin de çocuğunun da dönemeyeceğinden endişelenerek hızla ..
Hiç kuşkusuz karşımızda bir Beethoven efsanesi var. Ama efsaneler genellikle gerçeğin yorumlanmış hali ya da pek azıdır.Fırat Kutluk bu kitapta Beethoven gerçeğinin izini sürüyor. Besteciyi efsanelerden, uydurulmuş öykülerden, ters yüz edilmiş anılardan arındırarak karşımıza getiriyor. Beethoven’ı y..
Okul öncesi ve okula yeni baslayan çocuklar için bir doga masali. Kirazcan ile Kirazim kardeslerin bitki ve hayvan dostlariyla tanisirken, baslarindan geçen heyecan dolu olaylari merakla takip edilip, gülüp eglenilecek.Yasemin Akbas’in hikâyesini resimleyen Aydan Çelik.Ormanin sakinleri kimlerdir? B..
Düğüne davetli çalgıcıların, varlığına bir türlü ikna olmadığı bir dağ köyü orası; gitmeseler de yolu curcunalı.Hakikatin, bir gün ortaya çıkması için tanığa ihtiyaç duymadığı; bir polenin bile gerçeği döllediği sınır boyu orası, cinayetlerin gözden ırak olduğu.Ağaların, marabaları koştuğu kanlı eki..
Can dostlarımızı tanıyalım, hem de masallar ve yer yer tekerlemeler içeren şiirler eşliğinde. Onlar, insanlarla kaynaştıkları “doğal” ortamlarında dillerinin döndüğünce kendilerini anlatıyorlar. Ne iş yaparlar, ne yer ne içerler, nerelerde dolaşırlar, nerelerde yaşarlar; gizlisiz saklısız bir anlatı..
Adana, güneşin kenti... Yaşamın da sımsıcak sürüp gittiği, içtenlikle yol aldığı, sokağa taştığı açık hava tiyatrosu. Tablacıları gibi seyyar değişken bir âlem. Göreni hayrete düşüren, hadi canım sen de, dedirten bir karmaşa. Köprüleri, kıyıları, mahalleleri, sinemalarıyla topyekûn bir hafıza mekânı..
Ben, sen ve o ile başlıyor her şey. “Kim o?” diye soruyoruz kapımız çalındığında. Türküm, Kürtsün, Ermeni. Dilde sürüyor yaşamın göze batan ayrımları: “Başka, Çingene’ye derler.”Ama “Bambaşka bir insandır,” dediğimizi yüceltiyorsak “O adam bir başka” dediğimizden uzak duruyoruz. Sonra “diğer” oluyor..
İnsanlar genellikle yaşamlarının ikinci bölümünde yazar olurlar çünkü bu bölüm anlatılmayacak kadar sıkıcıdır.İlk dönemde yüzbaşılıktan emekli olunca ikincisinde generalliğe yükselen bir yazarın kitabı çok satabilir örneğin...Çocukluğuna, gençliğine gitmeyen bir yazar düşünün..?Veya "hayran"ları tar..
Fotoğraf karelerine sabitlenmiş sahte mutluluklar. İletişim kurma çabasını, iletişimsizliği, Proustvari kayıp zamanın izinden gitmeyi, geçmişi kabullenemeyip bambaşka bir yaşamın hayalini kurmayı cisimlendiren bir eğretileme olarak paralel evrenler... Kapitone? Tekinsizlik, zaman ve mekân algısının ..
Bir bavul ya da denk; bir bilet ya da uzun bir yürüyüş; bir mülk, apar topar terk edilmiş ya da bir ev, “kapatılmış” veya “dağıtılmış,” eşyaları satılmış ama bolca hüzün, içe akıtılan gözyaşı; dönüşü baştan unutulmuş bir gidiştir göç. Ama hepsinden önemlisi insanın değersiz kılınmasıdır, insanın ke..
Bir yalnızlıklar toplamı: Hüzün Evi…Onlar ki her yerden gelip toplanmışlar son bahçelerde. Yok etmeden önce gülünçleştiren doğanın geç çiçekleri olarak boy veriyorlar, bir zamanlar çiçeğin içinden bakanlar.Oğlunu asılmaktan kurtarmak için haykıran Bayan İp, ölmeden toprağa girmiş Karikatür Adam, Ölü..
2. Dünya Savaşı sırasında bir Anadolu şehri. Bir sürgün. Kimse çaldığı kapıyı açmaz, kimse iş vermez. İnsanın zihnine işleyen bir insan soğukluğuyla kuşatılır. Bir kahvehane yalnızlığı bile çok görülür. Toplumsal cenderenin diş diş sıkılması bu korkunç dışlanmayı açlığa dönüştürür. Tükeniş ve ölüm d..
Bir krallığın övgüsü aynı zamanda bir köleliğin ağıtıdır.Haiti'nin, Santo Domingo adasının bir insan ömründen uzun olmayan bir dönemine ait olağandışı olayların hikayesi ama aynı zamanda tüm ayrıntıları sıkı sıkıya izlenen bir gerçeklikte, büyülü olanın özgürce akmasına izin vererek, isyanla bilenmi..
Sinemanın da bir tarihi var. Bu tarihi her aktarma, anlatma çabası gerçekte akıp giden olayların nesnelliğine anlatıcının öznelliğini katar. Sinemanın Dünü bu bakış açısını benimseyen biri tarafından yazıldı, dolayısıyla sinemanın tarihini değil dününü anlatıyor. Sinemanın tarihi film arşivlerinde d..
"İnsanlığın kendi varlığının yüceliğini idrak edip kendini üretmekten başka kurtuluşu yoktur” diyor bilge.Canlılarla olan iletişimimizin yarattığı farkındalıklarla özümüze iniyoruz.Yaşamımızın her alanında duyarlılıkla gelişen gücümüz sürekli çözüm üreterek bizi ussal bir dünyada yaşatıyor.Bu rüyanı..
Yahya Kemal Beyatlı’yı şairliği ile tanıyoruz. “Lale Devri” kavramını ilk kullanan, Türkiye Türkçülüğünün başlangıcını 1071 Malazgirt Savaşı olarak belirleyen bir tarihçi olduğu ise fazla bilinmez. Oysa tarihçi yönü pek çok şiirine yansımıştır.“Sessiz Gemi” Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın peş..
İnsanlık en başından beridir, yani “geçmiş”inde, siyasetle tanışmadı; siyaset, Aristo’nun insanı, “politik hayvan” olarak tanımlamasından bir gün önce de keşfedilmedi. İnsanlık için “tarih”in başlaması, toplumsal yarılmalar yaratan işbölümü ve bu yeniliğin kalıcılaşması için icat edilen kabuller ve ..
İnsanların kediler hakkındaki en büyük yanılgısı bir kediyi sahiplendiklerini düşünmeleridir oysa tam tersi doğrudur. Hatta evrende mevcut pek çok akıllı yaratık kediler tarafından sahiplenilmiştir de diyebiliriz.Sekter de tam bunu söylüyor, artık Ahmet Hakan bile kabul etmiş bir kedinin sahibi olam..
Kadınlar vardır, erkekler vardı. Birbirlerinden dünyalar kadar uzaklardı. Bir ara Mahmut Yıldırım bazılarını aynı düşün içine girmeye davet etti. Bir kadın ve bir erkek aynı düşü “düşündü”ler. Kadın erkeğin, erkek kadının düşüne düştü. Sonra bu düşlerin peşinde öykülerini yazdılar.Düş bu ya bazen bi..
“Ona göre hayatına giren herkes tıpkı nesneler gibi ikiye ayrılıyordu: Yaşamına hizmet edenler ve etmeyenler... Karşısına çıkan hiçbir insanın varlığına hizmet etmek dışında bir anlamı yoktu. Onlardan nefret etmiyordu, öfke duymuyordu, onları seviyor ya da sevmiyor da değildi, sadece ihtiyaç duyuyor..
Yaşamın ortasına bırakılmış iki kız kardeş. Anne babanın bilinmezliğinde yetiştirme yurdunda büyüyen sahipsizler. Yetişkinliğe adım attıklarında yoksunlukları varsıllıkları olan iki arkadaş.Sırlar yumağının ucunda yeşeren umutlar. İhanet kurgusuna eklenen hınç duygusu, pusu ve barut kokusu. Giderek ..
Tam yarım yüzyıl. Gazetecilik.Sekiz yayın yönetmeni üç patron gelip geçmiş ama o gazete yayımcılığının demirbaşı olarak kalmış. 50 yıl boyunca okurla buluşan gazetelerde; manşetinden, sayfa düzenine hatta logosuna varıncaya dek onun imzası var. O gazete mutfağının emanet edildiği bir şef.Sadece “ami..
Ne çok severiz hayvanları öyle ki onları sirkte bile görmeye dayanamayız acıdan. Bir Altın Kartal var sokakta üç kuruşa gagasıyla niyet çekmeye şartlanmış, Kara Katır var maden ocağında zorla çalıştırılan gün yüzü görmeden, mavi gözlü kedi Boncuk’un soluksuz ölümü, yazarın kedisi Kuyruk’un ölümü bir..
Sıradışı, şaşırtıcı, çarpıcı ve benzeri onlarca sıfatla anılan; büyük beğeniyle karşılanıp duygusal dalgalanmalar yaratan AmoresPerros-Paramparça Aşklar Köpekler filmi üzerine estetik, teknik, sanatsal, siyasal, eleştirel 17 çeşitleme... * * *“… Ne aşklar ne de köpekler yalnız bırakır insanı. Ta ki ..
Umursanmazliktir yalnizlik… Terk edilmislik, birakilmislik esliginde gelir; kimsesizligin bulundugu yerdir. Saygisizligin sürekli kilinmasi halidir yalnizlik. Kendine saygisi olanlarin son direnis duragidir yalniz kalma ihtiyaci.Kendine yapilan bir yolculuktur aslinda çikisin anahtari. Yeni yeni bak..
“(...) bu eylemlerde söz konusu olan su ya da bu talep degil hareketin bizzat kendisinin çok önemli olmasiydi. (...) Sessizce her seye katlanildigi, her seyin sineye çekildigi yillarin ardindan sonunda ayaga kalkma cesaretidir söz konusu olan. Ayaga kalkmak. Kendi adina konusmak. Birkaç gün boyunca,..
Bugüne dek okudugum en güçlü ve duygusal, en sert ve acimasiz kitap. ? Oliver SacksBir hayat öpücügüdür Nasil Ölürüz, ölümün kasveti, çekildigimiz kösemize gelip çöktügünde. Aslinda korktugumuz ölüm degil bizi o kaçinilmaz sona götüren süreçtir. Ölümle uykuda karsilasmayi isteriz; geldigini hissetti..