Edebiyat

Kehanet açıktı. Bir çocuk, zalim ve ölümsüz tanrı-kral Ebedi Han’ı yenmek ve krallığı kurtarmak için yükselecekti. O seçilmiş çocuk Jian’dı; doğduğundan beri ihtişam içinde büyütülmüş ve tek bir savaş bile kazanmadan kutsanmış bir kahraman.Ama kehanet yanlıştı.Çağının en büyük savaş sanatçısı Taishi..

Yörüngede Dans: Kadın Yazarlardan Bilimkurgu ÖyküleriEvrenin sınırlarını kim belirler? İnsanlığın geleceğini kim hayal eder? Ve en önemlisi, kim yazar?Gelecek, ancak onu hayal edenlerin ellerinde şekillenir. Bu kitap, bilinen sınırları aşan, gerçekliği yeniden tasarlayan, insan olmanın anlamını sorg..

Ütopya, Yunanca "ou" ve "topos" kelimelerinin birleşiminden türetilmiş olup "olmayan yer" anlamına gelir. Gelgelelim zaman içinde mevcut gerçeklikten farklı olarak daha iyi bir dünya arayışının ifade bulduğu bir tür olarak gelişmiştir.Bu türde yazılmış en önemli üç kitap bir arada.Sette bulunan kita..

Yirminci yüzyılın en önemli Alman yazarlarından biri olarak kabul edilen Arno Schmidt, Nazi Almanya’sında yaşadığı yabancılaşmanın da etkisiyle, insanın insana düşman olduğu ve savaşın dehşetinin hüküm sürdüğü bir dünyada insan türünün geleceği üzerine kafa yorar. Karamsar dünya görüşünün yanı sıra ..

Okurlarıyla buluştuğu andan itibaren büyük bir ilgi gören, ilerleyen zaman içinde de klasik seviyesine ulaşan Yüzyıllık Yalnızlık’ın yazarı Gabriel García Márquez, 1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldığında üç ülke onun kendi yazarı olduğunu iddia edecekti: Kolombiya, Meksika ve Küba. Üstelik he..

yağmurbir ata bindinizbir daha inmedinizbir de yağmur bekledinizkuşatmabitti artıkatınızdan ininizey gökleri bekleyen kuşlartutmayın benidüşersinizgidin artık gidinizkuş at ve sizyağmuru çok bekledinizyağmuru çok beklettinizÜrün Adı: Ten Yükünün Sarhoş TellalıÜrün Kodu: 9786257660754Yazar: Nihat Hay..

İstanbul hayatının bir gazeteci gözüyle tasviri... Sokaklar, büyük mağazalar, kahvehaneler, tekkeler, satıcılar, dilenciler, mesire yerleri, köşkler, deniz hamamları, Direklerarası eğlenceleri, tiyatrolar, bayramlar, Boğaz vapurları, atlı tramvaylar, bisikletler ve akla gelebilecek yüzlerce konunun ..

Biz de bir gün büyüyecek ve üst kata çıkacaktık. O kalabalık içersinde masamıza oturacak, çevremizde edebiyatçılara, sanat kokanlara, sanatçı gibi içen, içkiye sanat tadı verenlere karışacaktık. Çünkü meyhanede olmak bir sanattı. Birbirini kırmamak, incitmemekti. Alkolle incelen boya gibi dünyayı ye..

Mevkiden makama,ilişkilerağından imkanlara kadar her şeygelip geçer,meziyet ve şahsiyetkalır.Emek ziyan olmaz.Eser unutulmaz.İzzet solmaz.Ürün Adı: Hak SahipleriÜrün Kodu: 9786257674768Yazar: İbrahim TenekeciBasım Yılı: 2023Kapak Türü: Karton KapakSayfa Sayısı: 134Kağıt Cinsi: 2. HamurÇevirmen:..

İstanbul’un işgal yılları. Sokaklarda İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan askerler; binalarda başka başka bayraklar. İngiliz hapishanelerinde kaybolan hayatlar, çetecilerin kol gezdiği sokaklar… 1918’den 1923’e…Bir yanda işgalciler ama bir yanda ölümüne direnenler.Mitingler, Anadolu’ya cephane kaçırmay..

Sa‘di-yi Şirazi: Şirazlı Sa’di, Fars edebiyatı tarihinin en büyük şairlerinden biri ve bir ahlak öğretmenidir.Fars edebiyatının parlak yıldızlarından biri olan Sa’di kaleme almış olduğu özellikle Bostan ve Gülistan adlı eserleriyle sadece Farsça konuşup yazanları etkilememiş, dünyanın birçok bölgesi..

Azmi saran, iradeyi çürüten, ruha fütur ve meskene veren bu batıl inanışlar arasında Zaganos’un söylediği hurafede vardı. Halkın bir kısmı bu hurafeye iman edip Türklerin ancak Boğa Meydanı’na kadar gelebileceklerine, orada bir meleğin delaletiyle şevke gelecek Bizanslılar tarafından geri püskürtül..

Necmiye on yedisinde beyaz bir gül goncasi, Yörük Musa’ya sevdali bir diger gül goncasi Zaruhi... Sarikamis’in buz cehenneminden kurtulup bir bostan kulübesine siginan on yarali asker ve ölüm kusan Rahip Arsak Çetesi... Basilan köyler, camilere doldurulup diri diri yakilan insanlar, Kizkardesler Ku..

Sevmek, her seye ragmen sevmek, yüce bir duygudur; Elif ve Törehan’inki gibi, Leyla ve Nurullah’inki gibi...Bazen de daha yüce bir deger için anadan, yârdan, candan vazgeçebilmektir, sevmek;Karakorganli Koçibeg gibi, Sögütlü Muhammed Ishak, Kazanli Misrî gibi...Ama önce bir karis yurt topragini, baz..

Bir yolculuk hikâyesi, bir kimlik arayışı, bir çelişkiler haritası…Adalet Ağaoğlu’nun unutulmaz eseri Fikrimin İnce Gülü, Almanya’da işçi olarak çalışan Bayram’ın “Balkız” adını verdiği Mercedes’iyle çıktığı memleket yolculuğunu anlatırken bireyin arzuları ile toplumun gerçekleri arasındaki çatışmay..

Adalet Ağaoğlu’nun 1984’te yayımladığı Üç Beş Kişi, bireyler ve toplum arasındaki karmaşık ilişkiyi derinlemesine inceler. Bir grup arkadaşın, entelektüel çevrelerde geçen hayatlarının izini süren Ağaoğlu, bireysel çatışmalar ile toplumsal sorumluluk arasındaki gerilimi incelikle işler.Romanda birbi..

1993’te yayımlanan ve 1997’de Aydın Doğan Vakfı Edebiyat Ödülü’nü alan Romantik Bir Viyana Yazı, Ağaoğlu’nun modern klasikler arasında yer alan eserlerinden biridir.Roman, tarih ile bugün; anlatılanlar ile gerçek hayatın iç içe geçtiği bir hikâyeyi merkeze alır. Öğrencilerinin “hayalci hoca” diye an..

Dimdik dur, geç masanın başına; çalışmanı sürdür, Hadi Gidelim hikâyelerin üstünde. Kitaptaki hikâyelerden biri bu adı taşımaktadır ve sıralamada bunu en sona koyacaksın... Çünkü bu hikâye, başta senin ve Ayhan’ınki olmak üzere, kendileri daha sağken oğullar kaybetmiş analara ithaf:Annesine Anneme A..

Hayatın her anında hissettiğimiz, görünmez ama her zaman yanımızda olan o korku: Düşme korkusu. Bu yalnızca fiziksel bir kaygı değil, aynı zamanda duygusal, toplumsal ve varoluşsal bir endişe…Ağaoğlu, Düşme Korkusu’nda modern insanın “düşme” ve “gözden düşme” duygularını keskin bir gözlem ve incelik..

Adalet Ağaoğlu’nun keskin gözlem gücüyle şekillenen Yüksek Gerilim, bireyin iç dünyasından toplumsal yapıya uzanan derinlikli bir yolculuk sunuyor. Ağaoğlu, gündelik hayatın sıradan gibi görünen anlarında saklı gerilimleri ortaya çıkarırken insan psikolojisinin karmaşıklığını ve toplumsal dinamikler..

Edebiyat bir şey teklif etmektir. Sıradan, alelade bir şey değildir bu. Öyleyse bu söylenenlere gölge düşürecek hiçbir teknik, estetik ihmal edilmemelidir. Nuri Pakdil, Bir Yazarın Notları IV'te bunu şu cümlelerle ifade eder: “… sevgili okurlarım, dalgınlık pek bağışlanmaz, titizliğimizle birbirimiz..

Nuri Pakdil, eserlerinin biçimsel unsuruyla doğrudan sezgiye ve basirete yönelir. Bu melekelerimizi de harekete geçirerek eserinin bir bütün hâlinde kavranmasını amaçlar. Biçim soyut bir unsurdur Pakdil’de ve soyut özü somutlaştırma işlevi görür. Somutlaşan kelime, cümleye bir hareketlilik getirir, ..

Nuri Pakdil, Bir Yazarın Notları'nda özgün bir anlatım tekniğiyle yazıya üçüncü kişileri sokar. Yani yazarın dışında kişi ve kişiler de bizimle birlikte metin içinde dolaşır. Bu da bir tiyatro sahnesi algısıyla, metin okumalarının içinde daha çok olmamızı sağlar. Bu çerçevede “mülkiyet” kavramını Bi..

Yazmayı emekle, eylemle, insanla, sükûtla ve “yaşamak”la özdeşleştirmiş bir yazar olarak Nuri Pakdil, insanın süren ve hiç bitmeyecek olan sorgusunu anlatıyor Bir Yazarın Notları’nda. Bu dizideki kitaplarının üst başlıklarında yazdığı gibi, Pakdil’in kitapları “insanın süren sorgusu”dur. Nuri Pakdil..

Yazmaktan, okumaktan, konuşmaktan, dostluktan, velhasıl insanların birbiriyle kurduğu her tu¨rlu¨ iletişimden tek bir murat var: iyilikleri yaymak ve çoğaltmak, kötu¨lu¨kleri ise engellemek ve azaltmak. Elinizde tuttuğunuz kitabın da amacı tamamen bu. Mu¨slu¨manlar arasındaki temel vazifelerden biri..

“Ramazan piyasası ilk akşamın teravihinden sonra başlardı. Galata Köpru¨su¨’nden boşalan arabalar, muhteşem faytonlar, kupalar, landonlar, konak ve saray arabaları katar halinde Beyazıt’a çıkarlar, Mu¨rekkepçiler önu¨nden kıvrılarak Vezneciler’e girerler, Unkapanı Köpru¨su¨’nden geçenler Zeyrek’ten ..

Peter Mendelsund Kurye’de göç, umut, aşk, emek ve dille ilgili bir eser, daha doğrusu bir “dün-ya” ortaya koyuyor. Bu kitapta savaşla alt üst olan ülkesinden kaçan çocuk yaşta bir delikanlının fiilen kölelik ettiği depodan yeni ve özgür bir hayata uzanan macerasını okuyoruz. Pedallar çev-rilip teker..

Sarı-Özek’in bozkırında bir gu¨n gelir, trenler geçer; demiryolu bir yanda kalır, insanlar bir yanda... Her şey gelip geçer; ne ölu¨m, ne acı, ne de mutluluk kalır burada.Bu topraklar, bu uçsuz bucaksız bozkır, Nayman Ana’nın acıklı hikâyesinde olduğu gibi, insanın direncini ve onurunu sınayan binle..

Balkan Harbi Hatıraları, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki 500 yıllık hâkimiyetini sona erdiren ve hem Tu¨rk hem Du¨nya tarihinde bir dönu¨m noktası sayılan Balkan Harbi’nin acı bilançosunu gözler önu¨ne seriyor. Balkan Harbi’ne subay olarak katılan Ömer Seyfettin’in cephe gerisinde kaleme al..

Ölu¨m, bir yok-oluş mu, yoksa farklı bir var-oluş biçimi mi?“Kalk ve son gu¨nu¨ne veda et!” Bu ses, Doktor Musa Askerî’yi bir bilinmezliğe çağıran ve hayatının son gu¨nu¨ne uyandığını ima eden esrarengiz bir uyarıdır. Bir gece yarısı yaşadığı bu beklenmedik olay, onun yaşamını ve geçmişini sorgulama..

Elinizdeki bu özel çalışma, Ramazannâme tu¨ru¨ne özgu¨n ve taze bir yorum getiriyor. Hasan Aycın, Ramazan ayının manevi atmosferini ve bu mu¨barek ayda öne çıkan kavramları, hadislerin incelikli mesajlarıyla buluşturuyor; Aycın’ın eşsiz çizimleriyle desteklenen otuz hadisle, Ramazan orucunun önemi, ..

Kadim geleneğimizde şiir, hakikate ulaşmakta bir araç olmuştur. Bu nedenle de mutasavvıflar, şiirler yazmış ve o şiirlere de zaman içerisinde çeşitli şerhler düşülmüştür. Modern zamanlara gelindiğinde edebiyata farklı anlamlar yüklense de bazı şairler tarafından şiir, yine hakikate götüren bir araç ..

Kaybederken, zamanın ve ruhun labirentlerinde kaybolmamak için mücadele eden bir karakterin hikâyesi. En büyük sorusu ise şu: İnsan gerçekten ne zaman kaybeder? Çocukluktan itibaren yenilgilerle sınanan kahramanımız, sorularının cevaplarını 90’lı ve 2000’li yılların sokaklarından yükselen sesler, ka..

İlk insanın yaratılışı ve dünya sahnesine çıkışıyla başlamış bir savaş yürütülüyor: “Dünyayı İnsansızlaştıma”. İyilerin dağınıklığı ve başsızlığından faydalanarak kendilerini dünyanın efendisi zanneden azgın güruhun “tek sağlık, tek din, tek dünya” gibi laflarla dayattığı masalların arkasında ise “t..

Elinizdeki bu özel çalışma, Ramazannâme tu¨ru¨ne özgu¨n ve taze bir yorum getiriyor. Hasan Aycın, Ramazan ayının manevi atmosferini ve bu mu¨barek ayda öne çıkan kavramları, hadislerin incelikli mesajlarıyla buluşturuyor; Aycın’ın eşsiz çizimleriyle desteklenen otuz hadisle, Ramazan orucunun önemi, ..

“Hak Dost! diye bir köşede ellerini semâya açarak, refîk-i âlâmıza şu¨kretmek, gu¨venmek,niyâz etmek… Sanıyorum ki bize verilmiş olan bu hakkı kısmen unuttuk. Oysa Âdem evlatları olarakdualarda buluşsak, bana öyle geliyor ki savaşlar sona erer; salgınlar çeker gider, tu¨m bir beşeriyetolarak daha az..